Hayatı yüreğinde gömdüm.
Işığı sabah güneşiydi,
Tohumu topraktan,
Gözleri buluttan alan.
Ne geçmişe uzak,
Nede toprağa yakın bir merhabaydı hüznü.
Yaşam akıp gidiyor,
Yollar yoruyor bedeni
Senin gözlerin denize
Bizimkisi toprağa bakıyor
Hayat kendi gizini okuyor bulutlara
Ardında bir bulut gözyaşı gülümseyerek
Diyarlar bıraktım işte bu otobüste
Kül rengi sabahlar yağdırdım sokaklara
Simitçi tablalarına nasırlı eller emanet ettim
Seni emanet ettim bir parke taşına
Diyar olup döndüğümde
Bir ağaç gövdesinden kazıdım ismini
artık kitap oluruz değilmi
'kitap olur
umut yazarız
gönüllerden fırça çalar boya çalar
şiir duvarlarını umuda boyarız
geceleri şiir yazıp
Çekme artık kürekleri,
Götürür yalnızlara.
Çekenlerde yalnız,
Küreklerde yalnız...
Kürekde yalnız
Yürekde...
bir merhabanın kahvelik bir tadı olsa gerek.
40 yılllık yaşamlara bile kim bilir ne kapılar aralar
yürekleri kaldırım taşlarına bırakmış bedenler
bir yudum hayat için merhaba diyorlar.
Bir tren kalkıyor, yürek istasyonundan
Kükremiş yürekler
Ağıt yakar sulara
Sen sevdaya ölüm derken
Ölümler sevda yeşertir toprağa
Toprak olur bedenler
İsmin gelincik açar mabetler üstüne
İnanki Tanrı;
Hiçbirşeyi isteyerek yapmadım.
İnanki Tanrı;
Günahlarımı biliyorum.
Ama ateşte senin, gülde...
Ateşin ısıttığı günüde, yaktığı günüde biliyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!