Su, derinliğine seninle göz göze gelince kavuşmuş
ve artık rengini bulmuş deniz.
Martılar konarken kirpiklerine, ay dokunmuş sana
ve yakamoz yaşanmış teninde...
Annemin verdiği iki ekmek parasını sımskı tutardım bakkal yolunda ve hesaplardım bana kalacak para üstünü.
Yine tutmazdı içinde sakızı olan sopalı şeker hesaplarım...
Dar geldi gündüzler, açıldım yine gecelere
Rüya rüya dolaştım seni görme umuduyla...
Bir gün,
Bu ulu orta yalnızlıktan hesap soracak
Ellerimin arasındaki seninle dolu başım
Yollarda şiir sürerim her gece kelime bulmak için yarım kalan sevgimize
ama hiçbir iz yok bize dair
Şimdi eksik kalmış birer mısrayız birbirimize...
Yalnızlık,
gülen gözlerin çekildiği bir fotoğrafın ardındaki yabancıdır.
Ben,
hep tesadüfen çıktım fotoğraflarda ya da gözlerm kapalı.
Ben yutkunurken ertelenmiş sevgilerimi
Kaçtı sanıyordum heveslerim;
Oysa birikmiş hepsi bir bir kursağımda.
Sen, bende uyanacaksın ve bende doğacak güneşin
Bir yağmurun ardından senkuşağı çıkacak gözlerimde rengarenk
Günler daha bir uzayacak ve hiç yaşanmamış bir mevsim yaşanacak her yerde.
Her yer sen açacak, her yerde sen eseceksin,
Denizler saçların olacak, kirpiklerin kum tanelerini andıracak.
Gözbebeğin yakamoz olup düşecek her gece.
Yükseklerde ağlarım ben,
gözyaşım toprağa düşüp de seni filizlendirmesin diye...
Kısa fakat çok çok derin anlamları gizleyen erişilmez hisler