Aşure 3 Şiiri - Bayram Kaya

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Aşure 3

xOysa toplumda türban hakkı (!) sağlar olmanız, türban takmanızın sağlar olacağı emek, üretim(!) gibi toplumsal nedenci bağların, türban takmayana getireceği yükümlüleşme içsin ilmesi, ne olacaktır? Ya da türbanın (emeğin) toplumsal içerenli zaman zemin devinişli zorunlu dinamiği ne olacak ki içsini lir bir hak olsun? Ama bu saçmayı (doğru ya da yanlış olmayan nötr, toplumsal girişmezliği) uyguladığınız an, toplumsal öznel çatışmalar ve ajitasyonlar başlayacaktır. Toplumsal bir hak yükümleşilir paylaşılır ürettirilebilir olduğu için örneklenmektedir. Yine, türbanda bir hak sayıldığı için bu örnekler türbanın toplumsal bir hak olmadığının somut ve ilişkisel anlaşılması için verilmektedir.

Toplumdan da kişilere, sosyal hayatları içinde niye başını örtün? Ya da niye başını açtın? demesi beklenmemelidir. Yine, başını örterken niye eflatun giymedin de, siyah giydin denmesi toplumsal bir tavır olmamalıdır. Toplumun halkına karışma muktedirliği elbette vardır. Bu göz önü edilmemelidir. Buna rağmen toplum halkın öznelliğini ve özel hayatını düzenlemez. Halk kendi ilişkilerinin fizibilitesini yine kendi ilişkilerinden çıkaracaktır. Tabi uzun süreli, kanlı kavgalı, çatışmalar içinde olmadan.
Toplumsal olanlar; zorunlu emek ortak paylaşanlı, zorunlu üretim paylaşım girişmeli, bir zaman zemin boyutudur. Türban toplusal olaraktan ne zorunludur, ne emektir, ne üretimdir, ne ortak paylaşanlıdır, ne de bir toplumsal emek ürün giriştirenli bir araç bilgi nesnesi oluştur! Kimse tarafından dayatılmaz sizin onu tutum etmek zorunda olduğunuz bir ilişkileniş biçimidir. Sonunda bunlar, sizin üretim ilişki konumlarınızın düzenlemesini biçimler. Türban, toplumsal olan, hiçbir zorunluluğun ve ilişkileniş biçiminizin gereksinimi değildir. Üretim biçiminizi düzenlemez. Ve de toplumsal değildir. Söz konusu bile olmaz. Hiçbir üretim ilişkisinin zorunluluğu değildir. Bu nedenle de, halksal alan dışında, toplumsalda talebi dahi olabilemezdir.

Nasıl özel halk alanınızda, yatıp kalkmanız, yatmadan önce, abdest alıp, namaz kılmanız filan vs.niz kendinize ait özel anlayış inanış tutumlaşası ise ve bunu topluma taşıyamaz iseniz; türban da bu kabilden, bir anlayış inanış tutumlaşması olup, toplumsal alana getirilemez. İşte böyle olduğu zaman, ne kimse bunun olup olmayacağının kararını verir, ne de siz bunun kararını verirsiniz. Türban zaten üreten, zorunlu bir ilişkilenme olsa idi, toplumlar size gerek kalmadan, onu zorunlu olarak kendi bünyesine alırdı. Niçin toplum türbanı içine almaktan kaçınsındır ki...

Görüyorsunuz, yukarıdaki aydın tavırlı sorular, yerinde olmadığı zaman; hiçbir iler tutar yanı yoktur. Sadece bir aydın karartması olmaktadır o kadar. Yine referandum hileleri de bu kabildendir. Toplumsal olmayan bir tutum, toplum içi uygulama için referandum konusu bile olmaz. Olsa evetlense bile türban yukarıda sayılan nedenselcilikten ötürü bir uygulama olmayacağı için toplum sahiplenmez. Toplumda işlevleşmez. İşlevleşmeyen bir uygulamada enkaz olmak zorunda kalır. Nasıl siz de referandum evetlemesi ile halka uzay mekiği inşa ettiremeseniz, referandum sonucu ile toplumda türban ilişkileşmesi ürettiremezsiniz. Her durum kendi alanında uygulanmak için, kendi öznel birimlerinin soruşturulmasına tabi kılınmalıdır.

Bütün ortamın, zorunlulukları vardır. Ortamlar, girişen zorunlulukla davranır. Her girişme o ortamın nesnel iliş kinliği iken, organik tezahürlerde işin içine, öznellikler de karışır. Halk yapı nerede ise, tümden bu öznellikler üzerine işler. Toplumsal yapı nesnelliklerin üretilmesini insanın yararına koşan öznelliği, nesnellikler içinde kalarak planlar ve tasarlarlar. Bu yüzden uçak ve otomobille seyahat edip ilaçla tedavisini sağlarlarlar. Bunları da, çevresel kaygılarla denetlemek zorundadır. Keyfilikle olamaz.

Halkın özeli ve öznellikleri topluma yansıtılmaz. Halktan birinin özneli, diğerinin ilgisizliği ya da karşıtı, hatta öfkesi olacağından, halk içinde bile, kimi kez kimi şeylerin kamuoyu türünden yoklanması yapılamaz. Toplumsal referandumu da yapılmaz. Toplumsal referandum, toplumsal dinamik iliş kinlikler üzerinde işler. Örneğin, topluma; falan dine mi inanalım; yoksa filan dine mi inanalım? Ne dersiniz?

Kabili bir soruyla kamuoyu yaptırılmayacağı gibi; bir inancın kendi içindeki ve insan belleğinde, her halka göre, farklı kötü ve hasma ne anı belleğinin bir, bek raund olaraktan, taşınacak simgeleri toplumsal alanda da isteyip, referandum konusu yapmak bile, çağ dışılıktır. Çağ dışılıkçı akıl dışı olan inanma, geçmiş zaman ilişkileri gibi öznellikleri, özel yaşamları yerine, toplumsal yaşamda istemektir. Etnik olanı (inancı vs.) topluma eğemen kılmanın öznelci dirençleşme ve çatışmasını topluma ikame etmek olur ki tarih boyunca karşılıklı mezalimliklerle aşılmış olanın; yeniden ve insan hakkı olaraktan, demokrasi hakkı gibiden salakça inşası olur! Sırf kamuoyu yapmak, çağdaş demokratik bir haktır diye, referandum kavramının ve uygulamasının toplumsal öznel nesnelliklerden ötürü, içi çöp sepeti mahiyetinde doldurulup, kullanılmamalıdır. Bu ancak kimi aydın cahilliği ile mümkün olur!

Örneğin, yapacağınız bir tesisin; o, yere ve topluma, getireceği yarar ve zararlar iyice açıklanır. O yerin kamuoyuna, bunun oraya yapılıp yapılmayacağı sorulabilir. Lakin toplumsal açıdan o tesis de bir yere, mutlaka yapılacaktır. Bu, toplumsal olanın zorunlu, referandumunsa toplumsal bir öznellik olduğu gerçeğidir.

Yine AB'ye girelim mi, girmeyelim mi? toplumsal yarar ve zarar kriterleri önümüze konur, bir kamuoyu yoklaması yapılır. Ama okullarda türban olsun mu? Kuran kursları eğitimi falan yaşa insin mi? Türünden kamuoyu olamaz. Bunlar halksal öznelliklerdir. Bu halk alanın bir kısmının öznelliğidir. Toplumda işlemez. Doğruluğu ya da yanlışlığı tartışılamayacak denli saçmadır. Bu tür öznelliklerin; toplumun yapıları ile tarihsel ve nesnel olarak, zorunlu bir doku uyuşmazlıkları vardır.

Sonuç olarak günlük tartışmalar, kişi öznel olanını, toplum nesnel olan içinde tartışılır olmasının abur cuburluğu yapılmaktadır. Tam bir bilmesinlercilik dezenformasyonudur. Siz temizliği bilmeden, girişen davranışlarınızla, aklık üzerindeki kirliliği de bütünleşik algınızla aklığın özünde bir belirme olaraktan kavrarsınız. Oysa aklık bilinmeli (her bir alanlar bilinmeli) , kirliliğin (yanlış alan devinmelerinin) foyası olmalıdır.

09.10.2009

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 30.6.2010 16:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya