-sorguladı geçmişi sırdaş bulut
anıları yağmurla törpüledi
sözün alevi boşluğumda
ahraz rüzgar harladı yangını
aşk azaldıkça çoğaldı yalnızlık-
-sen sesimden öptükçe
gül düşüyor ömrüme.
serseri kalbimde
taht buluyor aşk kendine-
bir sabah
güneşi kavrayıp saçlarından sana geleceğim
günün okşadığı taze söğüt gölgesiyle
sızacağım naif esintilerle pencerenden içeri
çoğalan ışık demetiyle…
“üç yaramla yaşarım ben
hayat yarası
ölüm yarası
aşk yarası” M.Hernandez
“Zaman hiç kaybolmaz kaybolan biziz”
hayat kayıtsız boşluğumdaki çığlığa
sınırları zorlayan söz sancılı
-I-
içinden geçtik sessizce sisli alfabenin
cinnet tozuna bulanmış
aklı avare gölgeler okşadı(!) ömrümüzü
-I-
kısa rüzgar anılara musallat
ihanet kocaman bir yara
savmak bir yana azıyor zamanla
kısasa kısas hammurabi yasası
tasası sanki güneş tanrısının!
yıllar
zamanın suç ortağı
umutlar
kesik kol gibi sarkar hayat ağacından
kurur ışığa akan ırmaklar
uçsuz bucaksız acılar sınar sabrı
mitoloji
geçmişin izine yüz sürüp
sildik tozunu tarihin
dile geldi kutsal kitabe
sessizliği örtünen kuşlar ürperdi
sesin lekesi düştü geceye
fırlatıp atılan hüznün bumerangı
aynı hızla geri döndü...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!