Acılarımle büyüyen nehirlerin eşsiz akışında göz yaşlarım toplar eşsizlğini. İstediğim seni, istemediğim beni sürüklüyor aşk ve kader. Ben bilinmeyen bir vazgeçilmezliğin hayat memesinde huzur sütü emen kalbi doğuştan yaralı bir bebeğim. Sense aşkımın doktoru .İsteme benden yar tabib ,bu uslanmaz tutkunun isimsiz ilacanı.
-Onca can güzelin içinden ,içim sana akıyor, dışım sana eriyor. Her acıda sen, adının olduğu her cümle, her film, her dem bende hüznün göz yaşlarını çoşturmasıdır. Söyle, suçum ne? Seni çok sevmek mi?
İçimin hoşluğunda yuvarlanan taş bağırlarda bağrın taş mı kesildi? Kesif bir acının can havlinde turnalar gibi kaçma türkülerimden. Gülmek ile gülüşmek arasında öncelerin uyanıp geliyor bana. Mistik bir özleyiş lavı akıyor heyacanlarımda. İçimde henüz açıklanmamış, henüz kullanılmamış,henüz seni de beni de götürecek çoşmamış yanardağın yanan kısmında ben varım. Dağında sen. Yanardağ olacağımız günlerin ekmeği bitiyor. Aşk fırınında sıcak bir pide kuyruğunda kulaksız seni dinliyorum. Senin son ağıdının ağır sesinde kendimce eriyorum. İftar topu içimde patlarken, sesine hasret türküler besteledim gecelerine.
Gönlümü tarumar eden tarifsizliğinin ten sularındayım. Bir güzel gördüm cennetini sundu.Hüsnü cemalinde kavuşma fotoğrafını görünce sensiz, cehennemsiz yaşamayı kabul ettim.
- Şekilleniyor aşk, Kur'an 'da onca aşk kısası geçiyor; ama aşk sözce olarak geçmiyor mistik can çiçeğim. Canımda tane tane açıldığından beri düşündüm.
-
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta