sensiz gecelerde aşeren
rüyaların şakağında ağarırken o yıllar…
saçının sabahına adanırdı uykular..
ve yağmurca ellerinde bereketi toprağın..
her dil’de yeşeren…
türkülerin sonbaharı kahırdan…
bahçende sunulan berrak gün bitimleri…
ve ocağa inen ışık sönerken gözlerinde
kotarılan canlar,işçiler madenimden..
deruni yalnızlığa düşüren…
hadi güleyim desem,gölgem yamulur;
ağlasam nakış nakış
turuncu bir kumaşa ağar akşam bulutlar
heeey! gümüş yüzüğü ile dertleşen ihtiyarın
çilegahısın şimdi,yüreği çınar altı adam! ..
aşkları kündeden aşıran..
ve işte karşında, karşındayım;
kurak bir yaz gibi düştüm kapına..
sustukça sakalım uzar,
konuşsam börtü böcek
ağzıma dolar..
kolay değil,atma yabana..
içimde ölen o şarkı ve birikmiş fümerolla
seni son kez koklayacağım..
karnı misk damıtan hayvana dönüşmeden
halen yeşil bir örtüyü anlatan ağzımı da al ve git..
terk et bu şehri…
patlayacağım..
-Oğul arı -
Emin ÇelikliKayıt Tarihi : 31.7.2008 01:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)