Taş kesilmiş naralarımdan umudum akar sana
Çalkalanır içimde yılların küstah serüvenleri
İşte beni çağırıyor şehrin mavi sokaklarına
Derinlerde uğuldayıp duran aşkın nal sesleri.
Sensiz anlarımdan taşan
Zakkum tohumları kaplamış şehrin bayındır bulvarlarını
Kan terleridir akan tarihin yapraklarından
Sanki güneş tutuklanmış gecenin koynunda
Aşksız yıllarım çıldırdı sensiz aynalarda.
Kan ter içinde yuhaladım ıhtırılmış bir akşamı
Gürleyen bir şelaleydi beni alnımdan kucaklayan
Sen ne zaman öpeceksin bizi
Arkamda aşkın ayak izleri var
Önümde geceden sıyrılmış ıssız bir zaman
İçimize ırmak gibi aşkın nal sesleridir boşalan.
Aklımdadır hala çocukluğumu kirleten o resimler
Korkutulmuş sahte öğütler taşır alnımdaki lekeler
Beni tutsaklığa taşıyan belgelerde isyanım büyüyor
Masamda gündemi maniple eden gazeteler gülüyor.
Şunun şurasında kaç kişi aşkın resmini görmüş kalbinde
Zamanı tutuklayan acaba hangi tımarlanmış ruhtu
Sabah olunca kardelenler neden yalnızlığa açardı
Beni çarmıha geren mihrakın sesi kimdi
Kimdi yurdumda kâşaneleri yasa boğan baykuşlar
Sökülsün tenimdeki yangınların kıvılcım elleri
İntizamsız uykularda ağlayan halkımın
İşittim ruhunda biriken aşkın nal seslerini.
Şehri geceden uyandıran nal sesleridir
Uçuk kaçık düşünceler
Yüzümüzün rengini soldurmadan
Bizi toprağa çağıran ses düşer ruhuma,
Örselenmiş hayatın ayak izlerini taşır gözlerimiz
Zehirli ironiler kaplamış aşkın zümrüt dağlarını
Bir kuş izi arıyorum bana ait olan
Beyaz taze bir karın üstünde
Ben gördüm ve anladım
Aşk tutuklanalı çok zaman olmuş
Sevdamızın sensiz atan kalbinde.
Yılların zulmünden kan lekeleri taşır saçlarımız
Vatanımın atmosferini kirleten lekeler
Adanmış bir ruhun aşkı düşünce ansızın geceye
Cihangir Eyyubi nin adı sığmaz ruh veren heceye
Alabildiğine dik bir yamacı yürür atlar
Dindiremez Bağdat ın tabanına çöken acıları
Zulmün matemini kalbine gömen ırak anaları
Sakın ağlamayın duymam sesinizi uykudayım şimdi
Uyanınca bende sizi koklar severim Anadolu çiçekeri
İşte o zaman içime bir mahşer gibi boşalır
Beni huzura çağıran aşkın nal sesleri.
AKÇAY - AĞUSTOS / 2008
İbrahim YılmazKayıt Tarihi : 27.8.2008 00:27:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
BU ŞİİRDE İŞLENEN AŞK TEMASI; YILLAR YILI BİZİ İÇERİDEN VE DIŞARIDAN ÇÖKERTMEYE ÇALIŞAN VAHŞİ BATI KAPİTALİZMİNE KARŞI DİRENEN ANADOLU İNSANININ VE BÖLGE İNSANININ ÖZ DEĞERLERİ OLAN İNANCI,TARİHİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİNİN GENEL ADIDIR... Yılların zulmünden kan lekeleri taşır saçlarımız Vatanımın atmosferini kirleten lekeler Adanmış bir ruhun aşkı düşünce ansızın geceye Cihangir Eyyubi nin adı sığmaz ruh veren heceye Alabildiğine dik bir yamacı yürür atlar Dindiremez Bağdat ın tabanına çöken acıları Zulmün matemini kalbine gömen ırak anaları Sakın ağlamayın duymam sesinizi uykudayım şimdi Uyanınca bende sizi koklar severim Anadolu çiçekeri İşte o zaman içime bir mahşer gibi boşalır Beni huzura çağıran aşkın nal sesleri.
aşk tutuklanalı çok zaman olmuş
sevdamızın sensiz atan kalbinde.
Kutluyorum Üstadım.
İki kere dikkatle okudum şiir. Enfesti Tebrikler. Gönül sayfamdan 10
Bitimsiz sevgilerimle...
Âlimoğlu
işte ozaman içime bir mahşer gibi boşalır
beni huzura çağıran aşkın nal sesleri.
Güzeldi. Tebrikler.
TÜM YORUMLAR (100)