Sabahın serin masumiyeti altında
Dalgalanan saçların
Bir kuru yalnızlığın
Güneşin ve ateşin ardından
Bir mucize bir hediye Tanrıdan
Fırtınalardan kuvvetli sevgimin
Aşk nişanesi sen
Sağanaklar altında bir sonbahar gecesi
Umutsuzluk girdabının zirvesi
Gönlümün yanardağında beliren serinlik
Bu ateşten yurdu soğutacaksın
Alevler sarılı bir divaneliği kurtaracaksın
İlkbaharın deruni dirilişi
Ölümle yaşamın savaşı karşısında
İlahi ferahlıkta ruhunla sarsıcı
Buzullar üzerinde bir nağme sıcaklık gibi
Çöllüğün ortasında yemyeşil vaha gibi
Sarmalayıp ruhumu filizlendireceksin
Parlayarak yanaklarına değen mum ışığı
Ve gözlerine alan kızıllığı
Gamzendeki mutluluğun çığlığı
Bir papatyanın çiçek açışı kadar güzel
Karanlık gecenin ardından
Günün açışı kadar ilahi
Ve sevmelerin en güzeli
Bir Nedim şarkısı bir Fuzuli gazeli
Gün batımının yaprakları okşayan yeli
Ve aşkın masumiyetiyle sevmek seni
İlkbaharın saçlarına düşen yağmur damlaları
Her sarılışında buram buram çektiğim lavanta kokun
Ve hoyrat dirilişli kır çiçeği edan
Serpilip yüreğime dolan sevda tanecikleri
Güneşin ilk ışıkları altında beliren siluetin
Pembe dudakların
Kıvrılan beline uzanmış bir buket saçın
Bir kar tanesi eşsizliğinde bakışların
Sevecen tavırların altında yırtıcı düşünüşlerin
Yaralarıma bir daha ekliyor bir daha vuruyor beni
Aşkın nefesiyle bir daha soluyor
Bir daha yıkıyor beni
Kayıt Tarihi : 2.9.2023 00:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!