Beni okşayanı seviyorum bence
Aşkın da payı var güneşin parıltısı ve erdeminde
Başkasında halden hale girerken sevgi
Benim sevgim ve sevgilim neyse hep odur ya
Örseleme geçmiş başa, mutluluktan habersiz
Ayaklar altına alınmış insan onuru
Bu yoksulluktan ürperen sanatın dili bağlı
Ve peydahlanırken daha...birden mertlik bozulmuş
Çılgınlık sahip çıkmış düzene
Doğruya doğru derken eğriye eğri çıkmış adın….
Aşkımın bu baharında çılgın yüreğim
Bağrım, döşüm yaşam süsüyle tam köylü kızı
Od almış yüreğimin eteğini dalgalanıyorum ki
Erden, serden, dünyadan vazgeçmek değil de
Seni yalnız koymak kötü koyar içime bil ki
Leyla isteyen kişi mecnun olmalı, geçmiş kendinden
Sevenler sofrasına çağrılınca körüm, dilsizim diyen
Sevgiliyle bu oynayış da hakkımdır benim
Aşk tavlasıymış, olsun, koy canını ve soyulursan soyul
Düğün günleri seni değil, yüzün düğünleri süslesin
Akşamdan izleyen sedefli bir kabuğun açıldığı
Sabah müjdecisi çıkıversin içinden
Hani, dün gece usul boylu sevgilim ve ben gül rengi
Şarap içerken gönlümüzün kıyısında gibi bir öykü
Dudaklarımızda aşk kokulu güller dererken
Tebessüm bahçesinden renkleriyle en canlısı bakışın
Aşkımın bu baharında çılgın duygularım
Bağrım, döşüm yaşam süsüyle tam köylü kızı
Od salmış yüreğimin eteğini dalgalanıyorum ki
Vazgeçmek ne gezer erden, serden, dünyadan
Kendimden geçmiş halimle sevemezsem seni
O kötü koyar içine beni yalnız koyarsan bil ki
Akar sularını çağlarım, dağlarım ciğerimin derdini
Ben yürürken ilden ile esen yeller, tozan yollar gibi
Gurbette halimi kim bile, sana hüsran yollarım
Aşkın ile avunurken haber salarım erenlerden şahlı
Sohbet, ahret, Leyla gerek deyişler huşusunun
Bana seni gerek seni! deryalarından yükselen
Bir hüzzamı gün ve gün artan odum kor aldıkça
Bahçe köşklerinde gördüğüm
En avare ötücü kuşlardır dudağım
Pencereme konan sevgiliye hayalinin dudaklarına
Işıyan sözlerinin melodisi o gözlerin
Yüreğin cennetinde kutsanan hüzünlü zihnimin
Üzerine sonra kederle tabut örtüsüne düşen
Ay ve yıldız ışığı gibi yüreğine uyanıp
Uyurum rüyalara gerçeğin gününe dek
Ama ruhum yatar geçmişin üstünde korkuyla
Sessiz ve devinimsiz artık-artık-artık lisanı tutar
Kuyudaki kumlara karşı ağırbaşlı denizi
Ve çiçek açmayacak gürültüsünün sarstığı ağaç
Ne de vurulmuş kartal süzülecek göklerde
Günlerimin tümü ve geceleyin rüyalarım
Senin göksel danslarda adımlarının parladığı
Yerlere ilişkin…ve senin olanın tatlı ümidiyle
Aşkımın bu baharında bırak ışısın çılgın hislerim
Uzak iklimlerin bir güz akşamı ılık kokusunu
Bir değişmez güneşin ateşiyle aydınlık
Ve sarmış her yerini baygınlık, senin
Uzun uzun koklasam yanan göğsünü ve doyumu
Duyumu yaşam süsüyle tüm baharların tek kızı
Yaşamımdaki Ay! Yıldızı ol! Çık kınından
Ya çılgınlık yerlerinde gezin şöyle bir yol,
Ya da sıkıntının dibine dal, ama ol, ne istersen ol
Kara gece, kızıl tan, ışıyan mehtap
Ürpermeyen bir yerim yok ki haykırmayacak
Denizlerin yeşil-mavi dalgaları üstünde yelkeni yırtık
Yırtıcı suya açılmış yamacıyla vakur gemi direği kırık
Kara bulutlarla öfkeli dalgalarda savaşının ardından
Nasıl sürdürüyorsa yolculuğunu ve nasıl fırtınalarda
Yıldızlar çıldırmış alev saçıyorsa birbirlerine
Sevgilim, çılgınlığın mührü gibi seviyorum seni
Ve yok badeler arasında o kadeh, içine düşeyim
Aşkımın bu baharında dudaklarım
Ateş ne kadar kor, harlıysa ne denli
Yara ne kadar açık, derinse ne denli
Güzelleşen duyarlığıyla o kadar geri gel
Ve al beni geceleyin, benim ol aşkın gövdesiyle
Kırmızı ve istek dolu, tutkudan sarhoş olduğuma aldırma
Ve ten hatırlayınca…
Ekim 2006
Ne tuhaf! Daha önce okuduğum kitapları, hatırlamak için hani, okumak istedim… daha başlar başlamaz esmeye başladı rüzgar, fırtınaya dönüştü az sonra, harladı içimde alev… ve uzantısı öyle bir uzağa dayandı ki; bir lisana çevirisini okurken haz aldığımı, bir başka lisana çevirisiyle bu hazzın evrime uğradığını neden bu denli algıladım ki? … solgunluğu hissettiren neydi sanki, neyi, ne zaman ve neden algılarken içinde bu istemler nasıl böyle demeye daha kalmadı… oldu olanlar… bu yüzden kapadım kitapları… şimdilik…şimdilik yine, böyle bu saçmalayan çalkantımı okşuyorum, aşkımı harmanlıyorum yaşamın her oynuna, tüm cilvesiyle de… sağduyu, çalkantıyı araya sıraya düzenler diye bir zaman hakkı tanıyorum yani… sadece… sevişirim bir sevgili gibi dolu ve mertçe ve sevişmeye devam etmek gerekliği ile…
Ne yaparsan yap ama sus sonra! sen sus
Bırak bir de senin adına aşk konuşsun
Varsın adı hüzün, korku, huzur olsun
Endişe, neşe, bulgu da olsa hepsinin
Seni ve sana yakınlaştıracak
Nelerin olduğunu tanımaya bir şans olsun
Bulmaya baharlarının çiçeklerini
Açtığını renklerin hangi tebessümünü
Sıcaklığını ruhunun güneşe eşdeğer
Parlayan aydınlığını, kor alevini
Taşımaya değer yüceliklerini…
Aşk ile yap ki ne yapacaksan
Aşkın konuşsun…
Ölüm noktalamıyor ki
Bu yaşamın bir dehasına toplanan
Hayat manasının dergahında
Bedenimin tazeleneceği
Bir evrim sürecine hazırlık sadece
Aşk ile yoğur ki yüreğini
Aşkın nur olsun…
Kayıt Tarihi : 1.11.2006 00:26:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sevinç Kavuk](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/11/01/askin-konussun.jpg)
Kırmızı ve istek dolu, tutkudan sarhoş olduğuma aldırma
Ve ten hatırlayınca…
Finiş yaklaştıkca heyicanda artıyor finiş geldiğinde şiir tadında şiir ortaya çıkıyor yüreğini yürekten kutlarım salim erben
Sevgili Sevinç Nasıl yapıyorsun, nasıl yazıyorsun Bir insanda bu kada duygu sağanağı olsun müthiş bir şey
Çok güzel ve etkileyici bir çalışma Duru bir anlatım Baştan sona anlatımı çok güzel akıcı bir şiir
Ve en önemlisi bir çok anlam ve mesajı olması Seni bütün kalbimle kutluyorum
www.mazlumzengin.com
böylesi duygu yoğunluğunu çok az insan yakalayabiliyor..sen müthişsin..
ve bir dalıyorum seni okumaya, senle birlikte düşlerinde kaybolduğumu hissediyorum..
ve bu duygu yoğunluğunda, sevgide aşkta, kelimelerle sevişmende sana yorum yazamıyorum..
sevgilerimle canım arkadaşım..
TÜM YORUMLAR (4)