Aşkın kıblesi
Dolunay vurmuştu pencereme tüm ihtişamı ile
Giyinmişti gümüş entarisini süzülüyordu kadife kadife
Bir kadın saçlarını tarıyor du karşı camda!
saçları gümüş rengi, entarisi düş kırığına çalıyordu..
Gözleri mechuldeydi kadının
Ayakları camın önünde yeşermiş gibi çakılı duruyordu aynı yerde
Bir dokunsam ahvaline, kaç ah işitirdim bilmiyordum
Kaç avaz yankılanırdı gecede
Dokunsam kaderine,
ay ürkermiydi?
Alaca çekip gidermiydi?
Usulca seslensem ses verirmiydi sesime?
Yüreğimden aldığım bir şiiri martı kanadında gönderdim
Bir selam saldım güvercin ürkekliğinde
Kurutulmuş bir yağmur damlasını gül yaprağına yükleyip rüzgara bıraktım usulca
Rüzgar tül perdeyi dalgalandırdı, çıplak ayaklı bir peri kadının sırtını sıvazladı..
Deniz karşıda nazlı gelin dalgalarla duvaklandı
Üzüm taneleri ağlayınca gözyaşları şarap olur biliyorum
Peki ya bir kadın ağlayınca, dökülür mü hüzünleri?
Döndüm yüzümü aşkın kıblesine dua etmeye başladım;
Ak ey şiir
Gül ey kadın
Dur ey dünya
Nimet Öner
Kayıt Tarihi : 12.12.2019 11:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
güzeldi şiir.
TÜM YORUMLAR (2)