Aşkın işaretiyle doğanlar #1

Orhan Korkmaz
98

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Aşkın işaretiyle doğanlar #1

Kalplerinde aşkın işaretiyle doğanlar…
Yeryüzüne gönül indirilemeyenler,
Hayatı ve insanı derinden kavrayanlar;
Merhametle seyrederler
Ama yaşamın,
o insanların yaşadığı gibi,yaşanmazlar.

Onlar,
Dünya nimetlerine talip olmadan
Sadece aşkın ışığına inanırlar;
Ne isteseler, ne kazanırlarsa
Aşkın dışında hiçbir şey teselli etmez,
Gönüllü sürgündeler;
İçlerinde fısıldanan bu susuzluk,
Kopup geldikleri o sonsuz ışıktan kalan
Bir hüzünle yoğrulmuştur.

O ışığa inançları kadar derin
İçlerindeki acı,
Her dokunuş,
Her unutulmuş an
Onlara kim olduklarını hatırlatır;
Neden var olduklarını…

Bazen,
Kalpleri aşk işaretiyle doğsa da,
İnsan yorulur;
Karşılıksız sevgilerin,
Anlatılamayan hislerin ağırlığı altında;
"Sevgilim" der,
Ama bilinir ki yanında olmayan o söz
Hüzünle sarar içini.
Bir umutsuzlukla,
O yokluğa sıkıca tutunur,
Her yanlış, her kaçış,
Kendine yapılan ihanetlere
Sonsuz bir bağ gibi sarılır.

Ve öyle günler gelir ki,
İçindeki o aşk yıpranır,
Her şey olmak, her yere yetişmek umuduyla
Düşer,
Kaybolmuşluğa çok yaklaştığını hisseder;
İnancı azalır,
Artık eskisi kadar acı çekmez belki,
Ama mutsuzluk,
O ışığı acı çekerek özlediği eski günlerden
Daha da derinleşir.

Bir gün,
Soluksuz kaldığın kendine sakladığın anlardan
Birinde,
Kendini neredeyse tamamen yitirdiğini
Ve kim olduğunu unutmaya başladığını anlarsın.
Uzaklaşmışsın o benlikten,
Kendini bulmak için birine ihtiyaç duyduğunu
İçinde fısıldayan o hasretle…

Kaybolmuş insanlar,
Birbirlerini bulur;
Suskunluğun arasında,
Dilini, kültürünü unutan
Uzak ülkelerden yeni dönmüş gibi,
Hep aynı ışıktan kopup
Yeryüzüne gönül indirilen o yerde
Buluşurlar;
Belki aynı gece, belki yıllar boyunca konuşulan
Yorgun, susuz kalmış ruhlar…

Bir noktada,
İçimizdeki acıyı avutur gibi,
Koptuğumuz o ışıktan
Bir nebze teselli ararız;
İçimizden bir ömür çalan
Yitirdiğimiz, anlam veremediğimiz
Her şeyi uzakta bırakıp
Yolumuza devam ederiz…
Sanki,
Kendimize ait olmayan bir hayatta
Çaresizce koşar,
Susuz kalan kalbimize,
O eski, kırık yadigarımıza dönmek isteriz.

İçimizde sakladığımız Tanrı’yı
Unutmak,
Aşkı unutmak gibidir bazen…
Her sabah doğan güneşten,
Gelip geçip giden mevsimlerden utanırız;
Onca yıl susuz bıraktığımız
İçimizdeki kutsal ışığa…
Ve ne kadar koşsak da
Gittiğimiz her yer,
Bizim eski kalbimizin izlerini taşır.

Yaşamak,
Kendini, sevdiklerini sürekli kimsesiz bırakmak değil;
Yaşamak,
Yüzünü onca yemine rağmen
Orada bırakmaktır;
Her gittiğin yerde,
Kanayarak akan gözyaşlarıyla
Özlediğin yüzlere dokunmak,
Ama yine de
O eksik parçanın peşinde koşmaktır.

İçimizdeki o susuzluk,
O aşkı ve Tanrı’yı
Soluksuz, kimsesiz bırakıp
Koştuğumuz her an,
Bize;
Ne kadar sevsek de
Bir gün tükenip, yorulacağımızı
Hatırlatır…
Ve her ömrün sonunda,
Dağıttığın,
Çok sevdiğin o kalbin
Bir yabancı gibi,
Mahcup bir özlemle seni geri çağırır.

Belki de anlarız,
Yaşamak;
Kendini tamamen yitirmeden
Sevmek,
Unutulmamak demektir.
Ve her ne kadar
Haksızlıklarla,
Susuzlukla,
Yalnızlıkla yoğrulmuş olsak da,
O eski kalbine,
O aşkın işaretine
Dönmekten kaçamayız.

Ne olur,
Bir kes olsun,
Dağıttığın kendini
Geri çağır…
Anla ki;
Gittiğin her yerde,
Ne yapsan,
Tek döndüğün o eski,
Bencil ve yorgun kalptir.
Ve o kalp,
Her sabah yeniden
Doğan güneşten
Ne kadar utanırsan utansın,
Sana ait olan
O gerçek,
Yalnızca seninle kalır.

önsöz ;

Bu şiirde, aşkın işaretiyle doğanların
İçinde taşıdıkları derin susuzluk,
Kopukluk, acı ve umut
Modern bir dille, özgürce dökülmeye çalışıldı.
Umarım,
Sözcüklerin arasında
Kendi yansımana,
Kendi sessiz çığlığına
Bir parça dokunabilirsin.

Orhan Korkmaz
Kayıt Tarihi : 7.2.2025 05:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!