Hangi yabanın ruhundan kopardın öykülerini
rüzgara salmış saçlarınla şeytanı sürükledin
gecenin kızıl rengine
ateşin koru soğumadan hangi güzelliklerini
çekip aldın göğün
gül bahçesi ağzın uçurumlar gecesinin
cennet seferinde
rüyaların ulaşılmaz şarkısında çıplak ayakların
mavinin özgürlüğüne açıldım
yüzümdeki acının derin izlerinde
ayrılığın gölgesine doğru
yüreğimin zehir tartan terazisinde
çiçeğin her bir çentiğinde sen
göğüs uçlarına kadar biz, saysak günleri
arzuların tomurcuklandığı o gün gelir aklına
sağsan sütünü, çiçeğin suyu olsan
gecenin hatrına
dudağından öpsen zamanın harlı ateşine
uçan güvercinin,
damla damla akan kan suya karışsa
acımasız bir iklimin soy ağacına konan,
kelebeğin intiharı gibi olsa aşk
her bir hücrenin nar tanesine evrimi gecenin
desem ki ne sessizliğine varabildim
ne de dolu saatlerinin yalnızlığına
sayfalarını erittim ellerimde senin için yazılan
aşk sözcüklerinin
bir sırrı paylaştım avuçlarımda hayat çizgimin
kısa ömrüne
ne umudun dilencisiyim
ne de göğün habercisi
Tanrı'nın en kızgın anında azad et
iliştir gülünü sessizce yakama.
Kayıt Tarihi : 19.3.2020 13:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
