yaz günü bir akşamdı nasıl gürledi gök
gördüm gözlerindeki yıldırımdı
giderken en son bıraktığın
içime içime akan
kurumuş çöllerime su olur diye bekledim
yıldırımların şimşeklerin bulutların
rüzgar olup yağmur olsun diye
şimdi dedim yemyeşil olacak çöllerim
yaklaş yaklaş sarıl bana canlanayım
diyen kurumuş dudaklarım
geceden beklemişti gümbür gümbür
senden yağacak yağmuru
dileğim çoktan topraklarla sarılmak
barışığım meraklanma toprakla
en az su kadar en az ateş kadar
nefesim olduğundan beri havayla da
sonsuzluğumu içine bıraktım
aşıp gelirsem tekrar dağlarımı
sensizliğim de sonsuzluğum da son bulsun
kemiklerim kaç kere kırıldı
bırak bu defa düşerken tutma
meraklanma biliyorum artık ellerim ellerinde
öylesine bir düşüş olmalı ki
en yakışan kıyafetlerim üstümde olsun
ey sevgili dün gibi bilirsin
yıllardır içimi dışımı saran
ateşlerimdir devrim ve sosyalizm
yurdumun her yanını dünyanın her yanını sarmalıyım
her sözüm yaşam gibi ölüm gibidir
ne mutluydu ki bana habersizce dizlerine kapanmıştı
ey sevgili nasıl mutluydum
hem yaşamı hem ölümü unuttuğum
aşkımızın ilk öpücüğünü nasıl da verdin çatlayan dudaklarıma
yer yarılmaz mıydı
gök patlamaz mıydı
yeniden yaratılmak dediğim buydu
ey sevgili…
Kayıt Tarihi : 10.8.2011 17:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
barışığım meraklanma toprakla
en az su kadar en az ateş kadar
nefesim olduğundan beri havayla da
sonsuzluğumu içine bıraktım
aşıp gelirsem tekrar dağlarımı
sensizliğim de sonsuzluğum da son bulsun
kemiklerim kaç kere kırıldı
bırak bu defa düşerken tutma
meraklanma biliyorum artık ellerim ellerinde
öylesine bir düşüş olmalı ki
en yakışan kıyafetlerim üstümde olsun
..
kutlarım sayın BEYDİL
TÜM YORUMLAR (1)