Öylesine güzel açımlanmış ki, ben aşk nedir diye
sormadım hiç böyle,
aşık olmak diye dile almak istedim,
benim varlığımın kendisi aşk, aşk ile yaratıldım,
yaşam yolumda yenilendirili aşkla gideceğim...
lakin burada noktalandı bu mübarek konu
şöyle okurken;
aşk nedir sorarsan (virgül) gönlümce (virgül)
odaklandım bu gönlümce´de...
anlat bana anlayayım diye geçirdim içimden,
aklımca, mantığımca;
o an ve o durumu / kişiyi / olayı / tutumu gibi anlarım sadece,
gönül gözüm de bakar tabii,
anlamak istemez onu,
yani ona geçerli olamayacağı imiş,
ama aklımca, mantığımca hala
o an´ı, o durumu / olayı anlamamış da olmuyorum...
gönül gözüm
ahh ne seçici, ne özel, ne duyumlu ve duyarlı,
hem de ne özen beklentili....
Beynim, mantığım, aklım ama
alıngan değil, seçici değil,
ona istediğim kadar ödev vereyim hepsiyle ilgilenir mübarek,
doymak bile bilmiyor üstelik,
sırça parmağını ver elini ister, kolunu ver bedenini,
dahasını da dahasını…
taa ki organiksel yavaşlamaya,
yorgunluğa yüz tutuncaya kadar...
ama gönül gözüm hala dinç, hala seçici, hala özel, hala....
o,
doymak, meşgul olmak için değil,
o,
sadece ona hitabede başarılı ender yüceliği alıyor,
yorulmadığı bundan mıdır diye az mı sordum kendime....
Gönlümcesi bu dersem,
şu aşk, ahh şu aşk,
beni öyle yoruyor ki,
içimi onunla yaşıyor ama anlatamıyorum onu...
dilime almama niye böyle imtina eder bilmem...
aşk, yaşam yolumda soluduğum her nefeste,
uykumda bile benim varlığım,
kükrüyorum bu aşk, küsüyorum bu aşk,
seviyorum bu aşk,
açlıktan midem kazılıyor bu aşk,
gülücüklerden sevinç duyuyorum bu aşk,
ölümüne razıyım (yaşamadım ama, yine de öyledir) bu aşk...
'Sen Mükemmelsin' BiR aşk o,
o „sen mükemmelsin”
her canlı varlık için geçerli olmak şartıyla,
o sen
ben de oluyorum aynı zamanda,
işte aşkların en güzel duyumu
bu 'Sen Mükemmelsin'´de uyaklı huzuru....
Evet aşk bu! Ben niye yazamaz mışım?
Bal gibide yazarım bu aşkı, hem de doya doya,
katık da ederim gönlümceyi canım istedikçe, hınzırlığım tuttukça...
Arap saçı, haham curcunası, hınzır pazarı, şeytan gıdıklaması
bunlar da hepsi birer aşk
Ben anladım galiba aşk´ı...
Ne diyorsunuz buna şimdi....?
Haa, ileriye gitmek yok, burda dur!
Bunu kendine sor, sen kendine, kendi sen´ine sor!
Başkasını masaya yatırdığın zaman sorabilirsin böyle!
Mimar operatör doktor! hanımefendinin
hadi geçmiş olsun, masaya yatırdığı aşk ameliyatı
en samimi güzelliğe buluşan başarıyla geçti!
2006......Aşk yılıma merhaba!
Sevinç KavukKayıt Tarihi : 30.1.2006 18:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Genel bir sıkıntı...
Hayattan çıkan kelimeler hayatı anlatmaya yetmiyor...
Yürek habire üretiyor...
nasıl baş edersin ki...
Söz rengin yerini tutmadığı gibi aşkı tarif edecek kelime de bulunamdı bana göre...
Seviç hanım buldum derken askalsın kaybedeceti aşkı...Hemen doktor oldu yeni bir aşk yaratmaya soyundu...
Ama bilelim ki; aşkı kalbe yerleştiren kendini buldurana kadar insanı uğraştırmaya devam edecek.
Bütün çabalar boşunadır.Aşkı Yaradan bilir...Sevgilerimle...
Metin Topçu
tebrikler yüreğinize sağlık
Ben niye yazamaz misim?
Bal gibide yazarim bu aski,
hem de doya doya,
Aşkı yaşayan, sevdayı tadan öyle bir yazar ki,
lal olur dudaklar susar yaşlı gözlerle seyreder
sevdalıları.
Çok anlamlı ve değişik anlatımlı bir aşk şiiri.
Tebrikler yüreğinize.
Yüreğinizdeki sevda ateşi hiç sönmesin, sevdalar
sizi kalbinizde hapsetsin.
Saygılar.
TÜM YORUMLAR (7)