AŞKI-NAZ -1
Saygıdeğer Düşün okurlarımıza,
Sıcacık,pırıl pırıl bir atmosferden iyi pazarlar dileyerek gülümsüyorum.
Aşkı-naz’ı, içimizde olan saklı dev enerjideki sırrı ortaya çıkartmak üzere yarattık.
Dergimizin ilk sayısını kaçıranlara; Aşkı çılgın sıfatı ile yaşayan bizlerin arasına
hoş geldiniz dileklerimi sunuyoruz.
Aşkı aşkla yaşa mak için, yüreğimizin sesini dinlemeli ve onun götürdüğü yere sorgusuzca
gitmeliyiz.
Evet! gitmeliyiz. Ne olursa olsun,bunu yapamıyorsanız; bu köşede sıra dışı gönül birlikteliğimizle keyif alacağınızdan eminim.
Düşünün!
AŞKI-NAZ Aşka hazır, Peki siz hazır mısınız…?
Gözlerim,özlem dolu gözlerim, alev almış avucumda uyuduğum telefon' umun titreşimi ile yaşadığım çatı katının,basık bembeyaz tavanına bakarak açıldı. Basık tavan sabah jimnastiğinde destek almak için çok işe yarıyor doğrusu. İnanın göz kapaklarımı sızısız açmış olmanın mutluluğunu hissederken kelebek kanadına dönüştü beden'im.
Zira bazı sabahlar gözlerimi açmakta bende sizler gibi zorluk çekerim.
Başucumdaki minicik pencereye uzandım,aralanan pencereden, baharla karışık sonbaharı odama davet ettim.İçime çektiğim bahçedeki ateş güllerinin topraktaki nemle karışan kokusuydu, oh dedim.
Olmazsa olmazım,özenle şekillendirdiğim aynama günaydın derken, bugünkü AŞKI-NAZ ‘ı gördüm.
Yüz,ruhun aynası değil midir.Asla yalan söyleyemez.
Evet ‘ Aşkı-Naz aşka hazırdı ve hiç vakit kaybetmeden,tan ağarmadan. Henüz uyumakta olan köyünü kucaklayan mavi sulara attı bedenini.Yeniden doğuşu yaşamanın hazzını duydu bedenin de ruhunda.
Güneşin ilk ışıkları, zaman zaman suyun dışında kalan tenime dokundukça, var olmanın sıcaklığını, içimdeki bir beni daha hissettim.AŞKI hissettim.
Kendine saygısı olmayan kişinin,ilişkileri de saygılı olmaz, kendini sevmeyen başkasını sevemez ki.
Kendi varlığının farkında olmayan,ne ona aşkı yaşatacak şeyleri fark eder, nede onlar onun varlığından haberdar olurlar.
Her şey kendimizle alakalı, görüntümüzü,düşüncelerimizi ve yaşam felsefemizi şöyle bir analiz etmeye ve kendimize dürüst davranarak cevapları bulmaya başlayabiliriz.
Düzeltmemiz gereken ve eksik yanlarımızı görmeye başladığımızda ve onları düzenlemek geliştirmek adına attığımız ilk adım, içimizdeki sırra açılan kapı olabilir.
O zaman kapıları açmaya ne dersiniz!
Sabahları ilk günaydın dileğiniz kendinize olsun ve bu sözcük sizden size sunulan bir demet kır çiçeği kadar masum,renkli ve davetkar olsun. Hala balkonun veya cumbanızın
kepenklerini açmadıysanız üzgünüm; sorun sizsiniz …! Afyonunuzu patlatın artık.
Soğuk, sisli, yağmurlu bir hafta sonu, keşke yaz bitmeseydi, keşke ilkbahar olsaydı diyerek yorganı başımıza çekip, yastığa gömmek niye..Güzel günün dostu çok olur.
Önemli olan size göre berbat giden bir günü kazanmak değilmidir?
Vizyondaki bir filmi izlemek, bir tiyatro oyununa alkış tutmak,uzun zamandır hatırını sormanızı bekleyen eski bir dostunuza kahve için uğrayabilirsiniz,çok sevdiğiniz bir arkadaşınızı sıcak çikolata içmeye davet edebilirsiniz ve birçok şey….
Eve kapanmayın lütfen!
Bazen yağmurda saatlerce yürümek, ıslanmakta keyif verir insana.Hiç aklım ermez, neden
insanlar evreni harekete geçirmek için, yağmur duasına çıkarken, yağdığında ondan kaçarlar.
İşte AŞK da böyle bir şey.Aşkı tatmak ve yaşamak için yıllarca bekledikten sonra, karşınıza çıktığında korkup kaçmak niye!
Ne alaka bu muhabbet dediniz,duydum.kulağım iyidir. Alaka şu ki;
AŞKA hazırlık,sıradanlığın kabuğunu kırmakla,olmazsa olmazlarınıza taviz vererek başlar.
Biliyor musunuz, sizin gibi henüz aşkla tanışmamış milyonlarca kalp var.
Sorun sadece siz değilsiniz, güvensizlik veya yeterlilik duyguları,insanları yalnız yaşama çekti.Zaman içersinde bu sevgisizlik çarkı,gülümsemeyi dahi unutturdu çoğunluğa.
Alıcı gözle baktığımızda, evrenin bize sunduğu, bunca çeşitliliği ve gizemi yağmur dahi olsa ruhumuzda hissedemezsek aşık olmak mümkün mü…?
Bırakın,yağsın yağmurlar saçlarınıza,savursun her bir teli sevdalı aşklara.
Rüzgarlarla yarışsın kahkahanız, en seçkin senfonidir farkına varmadığınız.
Sözüm şu ki; önce kendimizi sevmeli,onu şımartmalı ve kendimizden emin olmalıyız.
Yinede kendimize sormalıyız, ben, benim karşımda olsaydım,bana Aşık olur muydum.
Ve sonra sosyal ilişkilerimiz, diyaloglarımızdaki aranılan, sevilen insan olmak çok önemli.
Hafta sonu sizinle birlikte olmak için, kaç arkadaşınız,dostunuz arıyor.
Bu sorunun cevabı, silkelenmenizi sağlayacaktır …!
Pencerenizin pervazından odanıza gülümseyen son çiçeğin ismi neydi hatırlayın.
Sokaktaki sahipsiz kaç hayvan etrafınızı sarıyor…
Kaç kişiye tebessümle günaydın diyebiliyor…
Güneşin sıcaklığını hissedebiliyorsunuz.
Sevgiyle kalın.
Nazan İZMİRLİ
Saygıdeğer,Aşkı-naz okurları
Gelecek sayımızda,Aşka Davet’te buluşmak üzere.
Her şey gönlünüzce olsun…
Kayıt Tarihi : 2.4.2011 12:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Saygıdeğer okurlarımın istekleri üzerine paylaşılmıştır.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!