Yenilen bir ordunun demirbaşından
Silindi silinecek
Bir asker kaputu sırtında
Sol kolu katlanmış iğnelenmiş
Ağarmış rengi her geçen yazla
Güz güz dökülmüş düğmeleri
..
Kareli defterler alıp, onlara kenar süsleri yapmayın
Dümdüz sarı defterleriniz olsun sizin
Kağıttan kayıklarınızı usturupsuzca salmayın
Maksat olabilir düşleriniz olsun sizin
Durup dururken geceleri mum yakmayın
Şelalesiz düşünceleriniz varsa boşuna kibrit harcamayın
Duhuliye başıbozuk, asker, çocuk on lira
..
Hazır olun ey gaziler
Varalım Bağdad üstüne
Ulu dağlar sarp kayalar
Geçelim Bağdad üstüne
Sarptır Bağdad'ın eteği
İçi erenler yatağı
..
Akşamları kuyu başında toplanırlardı
Belki bir güzel çobandı konuştukları
Kiminin yavuklusu asker, ağlardı.
Bazen geçen yolcunun bakışından kızarır
Gülüşürler de aklından geçenlere
Günahtı, utanırlardı.
..
Farklı sesleri ve renkleri
Dinleri mezhepleri
Ezan bayrak nutuklarıyıla
Vatanın bölünmez
Bütünlüğü diye diye
Halkları böldüler kışkırtılar
Ve yaşam buldular
..
Sarmalı beni bir yorgan gibi,
Sevmeli annenin şefkati gibi,
Olmalı saf bir bakire gibi,
Bakmalı sonsuzluğu ister gibi,
Anlamalı ona muhtaç olduğuma
Bilmeli onu ölesiye sevdiğimi!
..
Kızıl bayraklar dalgalanıyordu.
Gün soğuk, yürekler sıcak.
Havada zaferin muştusu trampet sesleri,
Sağır ediyor düşmanı.
Ve çakır gözlü sarışın bir asker en önde...
Gözlerinin içinde; umut.
Ardında bitmek bilmeyen kavganın izleri.
..
Askerlik var dediler hey Askerlik
Dedem dediki vatana Neferlik
Yola çıktımben derhal yok tembellik
Vatanımı sevdirdi bana Askerlik....
***
Disiplin, terbiye, dikkat nizamı
Eğitim, tatbikat ve atış alanı
..
Yalnızlığım bir gün bana misafir oldu
Gitmedi sonunda yatıya kaldı
Benmi onu sevdim omu anladı
Sonunda arsızca yüzüme güldü
Uğraşlarım umutsuzdu ben bilemedim
Sonunda ruhumla alaya durdu
Kovmak istesemde beceremedim
..
Benim için bundan sonra deniz yok
Terkettim bu deniz şehrini
Şimdi artık mavi sulardan uzak
Bir dağ kulubesi barınağım
Akbabalara bıraktı yerini martılarım
Hayır yanlış duymadın
..
Çılgınsın deli gönlüm, denizlere dalmışsın
Zincirleyip hisleri, çilelere salmışsın
Bir kenara itilip ateşlerde kalmışsın
Kötülüğü bilmezsin iyisin deli gönül
Gün olur çılgın gibi top misali atarsın
Bazen de durgunlaşır derdine dert katarsın
..
yıkılmış bir şehrin ortasında dizlerimi büküp oturmuşum
çığlıklar geliyor fabrika bacalarından
bir tankın üstünde ölü asker bedenleri
savaşmaktan ziyade ateşin hükmünü sürmüş ama kaybetmişler
yıkıntıların içinde yaşlı bir kadın dolanıyor
elinde torbası bayat ekmek kırıntıları arıyor
sokak köpekleri toz toprak içinde
..
Sana nasıl şiir yazmalı
Nasıl yazılır “aney gurban”
Nasıl öpülür elin
Nobran olmadan
Dizinde ölmek var
Yüzümde yüzün
Türkü söylemek
..
Senden Sonra
Kaçacak yeri kalmamış
Vurmuş, öldürmüşüm İçimdeki,
Senin yaraladığın çocuğu.
Boyamışım ellerimle
Bahtımın rengine,
Yetmemiş
..
Hissetmedi isen hayal kur
Tavsiyem
Ya yaşam
Kan kokusudur.
Asker postallarının çiçek ezmesi,
..
Daha henüz yirmisindeyim ben
Hayatın yeni yeşillendiği zamanda
Gülleri koklama sevme,sevilme zamanında
Neden bana vatan borcu askerlik derler
Neden elime gül yerine silah vermek isterler
İnsanları bukadar severken
Bir bahçivan olmak istemem ben
..
Yine bir yerler çağırıyor
Uzak uzak baharlar
Gitsem bir türlü
Kalsam bir türlü
Bu toprağın baharı
Mavi denizi, İstanbul'u
Ela gözlü toprağı
..
Bayram sabahlarında bıraktım çocukluğumu,
Bakma öyle gözlerime...
Masumiyet dedikleri koca bir yalan,
Asılmış çoktan insanlık
Ezmişler asker postalları coğrafyaları,
Sevgi yerine bombalar yağmış üzerimize
El ayak yara, yüreğim kan içinde
..
Karşımda nakış nakış işlenmiş halı
Kuğular kumrular keklikler eli
Duyduğum içten içe seherin yeli
Sende binbir çiçek açar Anadolu
Bir namedir yolların uzunca söz
Neferin olmuş kapında yağız Alparslan
..
Bir gün soracak size aramaklıca
Deyin ki o şimdi asker
Bir gün bakacak gurbete özlemlice
Deyin ki o şimdi derbeder.
Bir gün bakacak kadeh diplerine
Deyin ki sevileri kadeh diplerindeydi
Bir gün soracak nasıl seviyordu
..