malihülyalı bir günün güncesi zaman
turuncu mevsimin efkarına düştü hasret
düş arası boşluklarda rastladım hayaline
alıp götürdün ruhumu tarifsiz duyguların karargahına
öncesi yoktu sevgilerimin sonrası hiç belli değil
yüzüme gülümseyen parmak izdüşümlerinden
şaşkındı tüm aynalar sustu gözlerimde ki
kara ormanların zebani çığlığı
patika gelinciklerinin kokusu sinmiş ellerine
ne güzel baharların cilveli bulutların var ne güzel sağanakların
damla damla çoğalıyorsun ufkumun süt beyaz nehirlerinde
kristal yollar döşüyorum kalbimden kalbine
kırmızı bir düş’ün penceresinden ellerimize doğuyor aşk
bakir ovaların yeşilliğinde sarı sarı açan çiğdemler gibi
terü taze
s
e
v
d
a
desem ki geçen yıllara
durdurun vakitleri durdurun zamanı henüz vakti değil akşamın
daha yeni gün doğmakta kalbimin gümüş renkli membağına
mor zambaklı sokağıma
b i l m e m
duyar mı aşkın feryâd-ı figanını kader
duyar mı sevgili işitir mi aşkın ıslak melodisini
son defa üç kez öptüm kalbimi uyandı deruni uykulardan
asûde bir rüzgârın uçuşan kanatlarında ruhum
geldim kapına al kalbimi sar kalbine
o r d a m ı s ı n
e y s e v g i l i
30102023
Kayıt Tarihi : 5.12.2023 09:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

"Sevda", yen dilde ve lisan-ı tıp'ta adına "Melankoli" denilen çok tehlikeli bir akıl ve ruh hastalığının eski dildeki adıdır ki, daha ziyade " kara sevda " diyen tesmiye edilir.
Hayırlı, meşru, fıtri, makul ve baki muhabbetler dilerim.
çok teşekkürler Cihat bey güzel yorumunuza
saygılar
TÜM YORUMLAR (2)