Aşka Aşık Adama Aşk Yakışmadı

Birileri incitmiş olmalıydı onu fena halde
Kanadı kırılmış ağustos böceğim meçhul papatyam
Yitik!
Dökülmüş çoktan kimliği
Sürüklenmişti bir gece vakti düştü tam kucağımın ortasına
Sormadım oturtamadım hiç bir köşeye
Yazmadım ona dair aklımın bir ucuna kısa kısa notlar
Sorgulamadım!
Hangi nöbetçi mahkemeden firari mahkum
Elden düşme bir aşk mı?
Yolunu kaybetmiş bir yolcu mu
Çözmeye çalıştım ipin ucunu yakaladım
Sımsıkı tuttum sarıldım
Rüzgarları arkama aldım kasırgalarada meydan okurdum ben
Utanmadan sevdim haya kirli çamaşır
Kirlenen ellerim olsun
Kirlenen beyaz çarşaflar olsun yıkardım ellerimi acısı geçer
Birileri incitmiş olmalıydı onu fena halde
Anlatmadı!
Sevmişti bir zamanlar aşka yabancı değil aşka aşıktı tümüyle
O na uçmayı öğrettim ben!
Ben açtım o kapıyı, bakmak için açmadım
Kirliydi kapının kiliti tuttuğum an anladım ama korkmadım
Elleri soğuktu üfledim geçti
O tutuşan benim ellerim tutuşan benim eteklerim
Dalmadım çat kapı usul usul sokuldum
Korktu!
Aşktan korktu
Sevişmekten korktu alışmaktan
Bana geldi benden gidecekti gitmek için gelmişti
Gökyüzü kararacak
Mavi ağlayacaktı o giderken biliyordum içime doğmuştu
Bağrıma bastığım saçları bahar kokardı kokum olurdu
Bulutlara yağmurlar yükledik puslu kurt uğultulu gecelerde
Bizim gecelerimiz
Bizim şiirlerimiz
Bizim bir masalımız bir Leylamız bir de Mecnunumuz var dı
Küstüm ben şimdi annem bana küstü ben gökyüzüne küstüm
Kırmızı kalemlerim yok benim
Mavi gökyüzüm
Sarı sarı güllerim yeşil elbiselerim
Pempesi gitti dudaklarımın
Kırmızısı çoktan kayboldu yanaklarımın, içi geçmiş
Çukurlar düşürdün göz pınarlarıma derin çok derin
Ucuz aşk romanlarına bağladım zerre kadar kalmış umutlarımı
El sürülmeyen kitaplara tutunuyorum aslında hiçbirini okumuyorum
Yapmacık kahkahalarım en güçlü silahım tetiğe bastığım an
Açık vermiyorum!
Ya gören olursa ya biri duyarsa
Kimse bilmiyor oysa bir hayli sana dargın kendime kırgınım
Bilmiyorum!
Avuntum birileri incitmiş olmalıydı onu fena halde dilimde bu türkü!

(03.01.2013)