Aşk yolu kasidesi... Şiiri - Hasan Belek 2

Hasan Belek 2
169

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Aşk yolu kasidesi...


​Hakikat şem'ine varmak isteyen kula pervâne gerek
Bu aşkın nârına yanıp da kül olmaya mestâne gerek

​Aklın prangasıyla bu menzil alınmaz, sanma nâdânca
Yola can koyana arştan öte bir seyr-i rindâne gerek

​Görünen surete aldanma sakın, hepsi bir gölge oyunu
Gerçeği görmek için kalbe cilalı, mir'at-ı şâhâne gerek

​Kuru zahitlikle bu sır perdesi aralanmaz, ey gönül
Mana meclisinde susuz kalana, bir sâki-i peymâne gerek

​"Ben"lik dağını delmeden o Şirin'e vuslat olmaz asla
Ferhat misali o dağa vurmaya, bir tîşe-i merdâne gerek

​Dünya denen bu köhne hana bel bağlama, bir handır geçer
Ebediyet yurduna varmak için, göçmeye bahâne gerek

​Geceler boyu yaş döküp de inlemeden pası silinmez kalbin
Ağlayıp da güleni bulmak için, bir âşık-ı divâne gerek

​Damla iken ummâna kavuşmayı dilersen, vazgeç damladan
Varlığı yoklukta bulmak adına, cûşiş-i katrâne gerek

​Harfler, kelimeler bu yüce hali anlatmaya yetmez inan
Sözün bittiği yerde o sırrı duymaya, hâl-i mestûrâne gerek

​Yâr'in cemâlinden gayrı ne varsa silinsin gözünden
O'ndan başkasını görmemek için, bir nazar-ı âmâ'ne gerek

​Bu sarp yokuşlar tek başına çıkılmaz, yolda kalırsın
Elinden tutup kaldıracak bir kâmil, rehber-i yegâne gerek

​Ölmeden evvel ölmektir bu yolun en büyük esası
Canı kurban edip cananı bulmaya, bir kasd-ı kurbâne gerek...

Hasan Belek
18 08 2022
Altınkum

Etek yazısı...

​1. Beyit
​Şem': (Farsça) Mum. Tasavvufta, İlahi Hakikati, Allah'ın nurunu ve maşuku (sevgiliyi) temsil eder. Aşığı (pervaneyi) kendine çeken mutlak güzelliktir.
​Nâr: (Arapça) Ateş. Şiirde bu, yakan, yok eden ama aynı zamanda arındıran ve olgunlaştıran "Aşk Ateşi" anlamındadır.
​Mestâne: (Farsça) Sarhoşçasına, sarhoş gibi. Maddi içkilerle değil, Allah aşkıyla kendinden geçmiş, aklın sınırlarını aşmış olan aşığın halini ifade eder.
​2. Beyit
​Menzil: (Arapça) Varılacak yer, hedef. Tasavvufta nihai hedef olan Vuslat, yani Allah'a kavuşma makamıdır.
​Nâdânca: (Farsça) Cahilce, bilmeyerek.
​Seyr-i Rindâne: "Rindlere yaraşır bir yolculuk" demektir. Rind, dışarıdan kaygısız ve kurallara aldırmaz görünen ama aslında derin bir iç bilgeliğe sahip olan kişidir. Yani bu, aklın katı kurallarıyla değil, aşkın ve gönlün sezgisiyle yapılan manevi bir yolculuktur.
​3. Beyit
​Suret: (Arapça) Görüntü, dış görünüş. Tasavvufta bu dünya, yani kesret (çokluk) aleminin aldatıcı görünüşünü ifade eder.
​Mir'at-ı Şâhâne: "Şahlara layık, görkemli ayna" demektir. Buradaki ayna, "insanın kalbi"dir. Eğer kalp dünya sevgisinden ve pastan arındırılırsa, Allah'ın tecellilerini yansıtan parlak bir ayna olur.
​4. Beyit
​Zahitlik: Dindarlık, dünyadan el etek çekip sadece ibadetle meşgul olma hali. Şiirde "kuru zahitlik" denilerek, içinde aşk olmayan, sadece şekle dayalı dindarlığın sırra ulaştırmayacağı ima edilir.
​Sâki-i Peymâne: "Kadehin sakisi, kadeh sunan" demektir. Saki, tasavvufta ilahi aşk şarabını sunan "Mürşid-i Kâmil" yani yol gösterici usta demektir.
​5. Beyit
​Vuslat: (Arapça) Kavuşma, sevgiliye ulaşma.
​Tîşe-i Merdâne: "Yiğitçe, mertçe kullanılan kazma/keser" demektir. Ferhat'ın Şirin'e ulaşmak için dağı deldiği kazmaya bir göndermedir. Buradaki "dağ" ise aşığın önündeki en büyük engel olan kendi "benliği" ve "nefsi"dir.
​7. Beyit
​Divâne: (Farsça) Deli, çılgın. Akıl bağından kurtulmuş, ilahi aşkla aklı devre dışı bırakmış olan kâmil aşıktır.
​8. Beyit
​Ummân: (Arapça) Okyanus. Vahdet'i, yani Allah'ın tekliğini ve sonsuzluğunu temsil eder.
​Cûşiş-i Katrâne: "Damlaya ait coşku, damlanın kaynaması" demektir. Damla (insan), okyanusa (Allah'a) kavuşmak için büyük bir arzu ve çaba içinde olmalıdır.
​9. Beyit
​Hâl-i Mestûrâne: "Gizli, örtülü hal" demektir. Tasavvufta sözle anlatılamayan, sadece yaşanarak bilinebilen manevi tecrübeler ve sırlar.
​10. Beyit
​Cemâl: (Arapça) Yüz güzelliği. Tasavvufta Allah'ın güzelliğini ve lütuf tecellilerini ifade eder.
​Nazar-ı Âmâ'ne: "Kör bir bakış, körcesine bakış" demektir. Burada "Allah'tan başka her şeye karşı kör olmak" anlamında kullanılmıştır.
​11. Beyit
​Rehber-i Yegâne: "Tek, eşsiz yol gösterici" yani Mürşid-i Kâmil.
​12. Beyit
​Kasd-ı Kurbâne: "Kurban etme kastı, kurban etme niyeti" demektir. Bu yolda ilerlemek için müridin kendi canını, yani nefsini ve benliğini feda etmeye niyetli ve hazır olması gerektiğini anlatır...

Hasan Belek 2
Kayıt Tarihi : 18.8.2025 15:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ahmet Ali Benek
    Ahmet Ali Benek

    Üstadım harika bir kaside olmuş.
    Kutluyorum değerli hocam..

    Cevap Yaz
  • Hasan Belek
    Hasan Belek

    ?si=_2bMHtW0ejw6JoaV

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)