Aşk tan da öte
AŞK; cinslerin birbirlerine karşı duydukları ilgileri nedeniyle düşünce sisteminin tam olarak görevini yapamaması şeklinde ifade edilebilecek geçici bir körlükten ibarettir. Bu körlüğü gideren şey ise bu aşk birlikteliğinin evlilikle sona ermesidir. Peki bu aşk denilen şey kötümüdür; elbette hayır. Ancak aşk (cinsel arzuyu da içinde barındıran sahip olma isteği) , tarafların sağlıklı düşünmelerine engel olmamalı ve bu birliktelik bir şekilde evlilikle sonlanırsa bu noktadan sonra sevgi ile yoğrularak ailenin temelini teşkil edebilmelidir. Yoksa aşkın evlilikle birlikte ya sona ereceği ya da şekil değiştireceği kesindir. Yani aşkın temelinde, “benim olsun” anlayışı yatmaktadır. İstenilen şeye sahip olununca düş biter gerçekler başlar. Bu, yaradılışın kanunudur ve belki de aşkın en gerçekçi tabiridir.
İşte bu yüzden yenik düştüm hayata,
Kim bilir kimler geçti daha bu yoldan.
Ne hayaller yıkıldı, ne umutlar söndü,
Ne aşklar çekilmez bir ızdıraba döndü.
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Aşkın tarifi ne zamandan beri korkaklıkla eşdeğer olmuş?
Aşkı kaybetmemek için maşuku feda eden cellat kendi boynunu vurmuş
Canını kayırmak aşk meydanında hangi erliğe sığar
Baştan aşağı aşk olmuş beden de bayağı arzular mı var
Kelimelerin ateşi daha az olamaz ve daha az günah
Ne zamandan beri hesaplanır olmuş kaç gece kaç ah
Mecnunmuş Leylaymış adı ne farkeder
Burnu burnuna değmeden aşkın ruhu ruhuna değer
Hangi aşığın gözü bedende kalır ten arzusunda ?
Kader mi?
Leyla ile Mecnun değil de sanki Yusuf ile Züleyha
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta