Sensizliğin çıldırtan saatlerinde sevi ışıklarının pırıltısından çok uzağım şimdi
Ne havanın kokusu, ekmeğin buğusu, ne de yağmurun sessizliği avutamaz beni.
Dudağımda nice yıldızlar birikir, saçlarımda küskün kırıklıklar oluşur yokluğunda
Dön desem duymaz, özledim desem bilmez, aşkınla eridiğimi sezmezsin eyy sevgili…
Öfkelere vurulduğu zaman yürek, bir gamsız duruş olurum yüreğinde. Eğerim başımı önüme ve yaralarıma (tuz) basarım. Ateş olur, volkan olur ülkene gelirim. Öfkelere vurulduğum zaman bebek, bir mızrap olur, türkü gönlüne dokunurum. Aşk olur, sevda olur, mutlak seni bulurum. Bilmezsin yalnız, öfkeli duruşlarımı, sorarsın kimi, sensizken garip susuşlarımı. Bir deniz, bir çığlık, belki martıyım ben, vurup devirdikçe seni bulmak isterim.
Seninle çevirdikçe gönül harmanımı, bir gökyüzü ışır başımızın üstünde. Ekin tanelerini ezen, başaklardan taneleri eleyen bir düvenin üzerinde bitmek bilmeyen bir gecenin sürgünlerini toplamak istiyorum seninle. Bir sevda ki, bize acıları çektirmeye yemin etse de yüzyıllara kafa tutacak bir öykünün kollarında büyüyeceğiz biz. Cebimizdeki umutlar hiç eksilmeyecek, bir yanımız yarım kalsa da bu sevdanın ovalarında yüreğimiz bir testiden dökülen sular gibi berrak kalacak biliyorum.
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden