Yalan doluydu gözleri,
Saçlarının dibinde yalanlar gizliydi.
Zehirli bir çiçek gibi
Günah dökülürdü mâsum bakışlarından,
Kalbinde, şeytanlar bir günah müziğine tempo tutardı,
Yalan kokardı solukları.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Paylaşım için teşekkür ederim
'Kâkülü,
Çocukluğundan değil,
Bizans'ın meşhur bir kadınından kalma
Ve boşuna çekik değildi gözleri.
Bir dişi kedi gibi yatarken kucağımda
Omzumda pek masum sayılmazdı tırnakları. '
En büyük aşklar, en büyük nefretlerden doğarmış. Bu şiir, çok, ama çok büyük bir aşk acısının hüznü ve isyânı ile yazılmış. İçi kanayan bir yüreğin feryâdı gibi geldi bana.
Veya, çok büyük bir bağlanışın, belki de küçük bir hayâl kırıklığı ile de olsa, ateş püsküren bir volkana dönüşmesi...Yüreğin, her şeyiyle bağlanışına, aynı duyguyla karşılık görememesi çıldırtmış gibi sevgiliyi.
Aslında bunca acı sözün içinde, koskocaman bir SENİ ÇOK SEVİYORUM, sözü gizli...Kan ağlayan bir yüreğin, kendi acısını hafifletebilmesi için böylesine kahır dolu dile gelişi...
Bu şiirde, duygular kadar tasvirler de doruk noktasında... Bir şâheser bu şiir. Çok, çok, çok çok etkili....
İnanın 10 puan vermeğe utanıyorum. Çok daha fazlasını hakediyor çünkü bu muhteşem şiir...
Öfke ve kızgınlık bile bir başka zerafette dökülmüş kağıda. Öyle ince bir çizgide yazılmışki bu şiir kelimelerin öfkesini saklayamadığı yerde kelimeler kopmuş ve hüzüne bırakmış yerini öfkesiyle birlikte. Hakeden mutlaka haketmiştir ama ya kalan. Kalan ise böyle değerli bir yürekse ancak bu nezaketle öfkesini sunacaktır kendi için, biz okurlar için.
Her biten sevda için gökten bir yıldız kayarmış.
Sevgiyle, saygıyla kutluyorum.
Yalan doluydu gözleri,
Saçlarının dibinde yalanlar gizliydi.
Zehirli bir çiçek gibi
Günah dökülürdü mâsum bakışlarından,
Kalbinde, şeytanlar bir günah müziğine tempo tutardı,
Yalan kokardı solukları.
Ellerine yüreğine sağlık tebrik ederim kalemin daim olsun yüreğin güçlü olsun nice güzel paylaşımlara
Aşk kapıyı çalınca... Göz sadece görmek istediğini görür,
Aslında gördüğünüz sevgilinin yüzü değil kendi kalbinizin güzelliğidir... Kalp kırıldıkça gözün perdesi kalkar çirkinlikler ortaya dökülür....
Çok anlamlı güzel bir şiir... Kaleminize sağlık.. Sayın Beşkese
Saygılarımla +10
ustalıklı bir kurgu ile duygu ve düşünceleri özlü bir anlatımla şiirde mısralara döken kalemi kutluyor paylaştığı ve bize okuma fırsatı verdiği için teşekkür ediyorum
Şiirin eski olduğu belli sayın Beşkese:))
Sizin şiirlerinizde alıştığımız bir naiflik,bir incelk vardı.Bu şiiriniz öfke dolu.Okurken bile o öfkeyi görebliyorum.Ama içeriği , büyük bir aşkın sanki hazin sonunda duyulan bir öfke gibi geldi bana:))
Çok güzel dizelerdi.Kutluyorum efendm. Saygımla...
Yazan kalem usta olunca şiir eskilerden de olsa değişen bir şey yok.Aynı ustalık devam ediyor.
Kutlarım
Saygılarımla
Kişilerin içinde ne emeller beslediğini anlamak zor oluyor.
Ve hayal kırıklıkları yaşatabiliyorlar.
Çirkin yüzlerini gösterince.
Kutluyorum Ünal Abi...
Kadir Tozlu
Güzel bir şiir okudum yazan kalemi tebrik ederim
Bu şiir ile ilgili 24 tane yorum bulunmakta