Aklın kalpten zorbalıkla ayrıldığı bir gecenin
Güneşi batıdan doğan sabahına uyandım
Tersimden kalktım yataktan, sinirli bir halim var… aslında yok. Çünkü halsizim…
Çünkü suruna üflenmiş bu aşkın, kıyameti yakın, günahın boyundan aşkın.
Biliyorum hiç sevgiden başka bir beklentim olmadı diye senden,
Biraz sıkıcı geldim sana, biraz da tekdüze bir aşk gibi durdu benimki.
Mesela hiç evime davet etmedim seni; yemek yapman bahanesiyle.
Ya da elim yanlışlıkla da olsa değmedi elinden başka bir yere
En fazla yanağına koydum elimi ve
Yanağını kapattım bahanesiyle dudağına bıraktım busemi,
En büyük hilem bu oldu sana
Bu yüzden şeref/siz denildi bana…
Ama biliyorum daha şeref/li oyunlara katılmadım diye gittin benden.
Göz bebeklerinin orta noktasına daldı gözlerim ve kaçırdın gözlerini
‘Bakışların gözlerimin hayasını aşıyor’ dedin
Bense bunu senin terbiyen zannettim
Halbuki sahteliğinden utandın duygularının…
Şimdi mutluluktan uçuyormuşsun,
Tencere kapağını buldu misali onların sahte duygularına eşlik ediyormuşsun.
Olsun bir başkasını severim elbet senden sonra,
Ondan sonra da daha başkasını…
Elbet gün gelir öğrenirim aşkı sadece dudaklardan toplamasını,
Sonra sırf nasıl öpüştüğünü merak ettiğimden ‘seviyorum’ derim birine,
Mesela sırf nasıl bir duygu olduğunu öğrenmek için, aşkıma inandırıp sonra terk ederim birini
Ne bileyim işte… kısacası seni nasıl elde ettilerse bende öğrenirim o şerefli oyunu elbet.
Tabi ben onu öğrendiğimde sen kim bilir hangi hayatların eşiğinde olursun bilmem ama
Bir gün yine karşı karşıya gelirsek bu oyunda
Farklı bir şey bekleme benden
Çünkü sen yine bakmaya kıyamadığım sevgilim olursun.
Eğer tüm bunları yapanlar şerefliyse eğer
Sen beni yine o şerefsiz halimle bulursun...
17.10.2011 – 01:15
Fatih AktaşKayıt Tarihi : 22.12.2011 01:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!