AŞK-I NAR
Ah sevgili!
Ben yedi tan vaktinde,
Yedi ayrı bahçenin,
Yedi ayrı yediveren fidelerinden topladığım,
Çiğ damlasıyla yıkayıp yüreğimi, öyle sevmiştim seni...
Yedi ayrı şehrin, yedi ayrı ikliminden,
Rüzgarlar devşirip sürmüştüm nefesime.
Doksan dokuz tespih tanesine besmele sürmüş,
Tek tek her harfine öyle zikretmiştim ismini.
Yedi ayrı nehrin sularıyla yıkayıp gözlerimi, öyle bakmıştım gözlerine.
Yedi ayrı şiirin,
Yedi diz kıran dizesiyle,
Yedi can alan imgesiyle,
Yedi virgül, yedi noktasıyla yıkayıp ellerimi, öyle dokunmuştum ellerine.
Okuduğum Elif-Ba’nın her sayfasında,
Her duasında her duldasında,
Esrinde, ötresinde
Niyaza durdum,
Uzattım boynumu İsmailce
Katlim vacipti ki Cebrail yetişmedi.
Ateşe attım kendimi,
Yandım döne döne.
Şimdi sıra sende!
Sende yan sevgili İbrahimce.
Yedinci cehennemin yedinci katında,
Yedi zebani eşliğinde yan,
Yan ki yanmak nedir bil.
Yakmak nedir öğren.
Sende yan sevgili sana kalmasın bensiz devran,
Döne döne yan, küllerinden sıyrıl yeniden yan.
Yan, yan ki!
Çıksın yanmanın zevki.
Nimet Öner
Elif duruşlum kitabından
Kayıt Tarihi : 13.3.2018 00:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Elif duruşlum kitabından bir şiirle merhaba Yan demişim lakin devamında, sen de yan sevgili İbrahimce! İbrahim yanmadı biliyorsunuz. İşte orada aslında yanma demek istediğim aşikar. Saygılarımla
Şimdi bu nasıl bir kalem gücüdür ki on dört tane tekrara rağmen, hiç bir kendini tekrarlama durumuna bizi düşürmeden, yedinin on dört farklı haline bizi götürebiliyor diye sormamak mümkün mü? Bu kalem gücünü nereden almaktadır. Nasıl bir yürekten, nasıl bir ummandan?
Ben şu anda bir şiirin otuz iki, yüreklere vuran dizesinde, imgesinde, noktasında, virgülünde yanıyorum. Döne döne, böylesi yanmanın zevkini çıkara çıkara yanıyorum.
Ehem yine de pek tabisi de zebaniler uzak olsun diyorum.
Aşk ile yanıyorum.
Yüreğinizden yüreğime vuran şiirinizle yüzümü yıkayıp yıkayıp yanıyorum.
He bi de o doksan dokuz tespihe ben doğrusu biraz okuyup "ya rabbim bana da biraz Nimet Hanım'ın yeteneğinden eyle, hani az buçuk birazcık bilem olsa " diye üfleyip yolluyorum. Yalan yok.
Yani görüldüğü üzere uzattım boynumu niyaz ediyorum. Yak beni diyeceğim ama zati yaktın.
O yüzden niyazım sen yaz şiir kadın, hep yaz, o kalemin hiç durmasın.
Sevgi ve saygılarımla
GÖNÜLDEN TEBRİK EDERİM NİMET HANIM.SAYGI VE SEVGİLERİMLE...
'yedi'...
Şiir, içindeki 'yedi' tekrarları nedeniyle Yahya Kemal Beyatlı'nın 'Melika Sultan'a aşık yedi genç'... diye başlayan ölümsüz şiiri .'Mehlika Sultan'ı çağrıştırdı bana...
Gılgamış Destanı'ndan, Şaman kültürümüze.... Çin ve Japon kültürlerinden Yezidi inancına .... Eski Mısır'dan İslamiyet'e kadar... o kadar çok birbirinden farklı zamanlarda ve coğrafyalarda oluşmuş kültürler kullanmış ki 'yedi'yi... insanlığa mal olmuş... hem de 'gizli bir kutsiyet'le....
Şiirdeki temanın işlenişinde de tekrarlanan 'yedi'nin böyle bir çekiciliği var... Kaldı ki atfedilen isimlerin kutsiyeti sayının da kutsiyetini katlamış...
Gelelim şiirin diline...
Nimet Öner, özgün şiir dili açısından Antolojideki en başarılı kalemlerin başında gelenlerden... Onun şiirlerini okurken hem çok etkileniyor hem de Türkçeyi kullanma gücünü her seferinde 'sessizce' kutluyorum....
Aşk yakar!.... Mutlu aşk yoktur!... 'sen yanmazsan, ben yanmazsam.... !' söyleminin etkili bir çeşitlemesi....
Bu şiiri açıklamaktansa dönüp dönüp okumak en güzeli....
Bazı şeyler açıklanamaz, yaşamak gerekir.... AŞK- I NAR gibi!....
İçtenlikle kutlarım Nimet Hanım.... Daha nicelerine.... Sevgilerimle.....
...
Acımın üstünde yerin var
Gel ne çektireceksen çektir yar.
Dertlerin cümlesine dilim lal
Aşkın narından edilmez sual...
...demiştim bir şiirimde....Yüreğinize, kaleminize sağlık Nimet Hanım..Çok güzeldi şiir..
sevgilerimle..
TÜM YORUMLAR (7)