Fatiha'ya muhtaç yolunu şaşırmış bir ruh,
Kapımı araladığında tanıdım ilk kez İstanbul'u.
Oysaki buraya aittim yıllar yılı.
Öyle bir ruhtu ki ölmeden islama boyamalıydı bu şehri.
Ayasofya oldum olalı bir başka güzel gördüm kendimi...
Belkide beni asıl büyüleyen,
Surlar arkasından yükselen tekbir sesleriydi.
Koskoca bir tarihin aslına kavuşma zamanıydı...
Aradan asırlar geçti.
Meryem Ana kucağında peygamberi ile süslesede duvarlarımı;
Her yüzleşmemde hüzünlü bakışlarını saplasada hançercesine kıbleme;
Ben ezanlar fısıldarım tek sevdalım İstanbul'un yüreğine.
Suya gömülmüş bir aşk benimki
En boğaz manzaralısından.
Nefesi yosun,bakışı dalga...
Ay dansa durur yakamoz olur yalnızlığıma da
Cürret edemem güzelliğine yanaşmaya.
Layık görmem kendimi binbir güzelliğin varken sevdalın olmaya.
Ve akar gider efsaneler...
Bendeniz Kızkulesi,onu seven vefakar yakamozuna döner.
Ben İstanbulum.
Zamanında isteyenim de çoktu,
Şimdi sevdalım da.
Kızkulesi kalpsiz mi sanarsın beni?
Ya sen gözükara Ayasofya?
Ben de aşık oldum zamanında.
Ulaşamazdı hiçbir yabancı ben istemeden toprağıma.
Bağrına taş basmak yakışmaz dedim bir Osmanlı Beyine;
Teslim oldum Sultan Mehmet'e.
Kayıt Tarihi : 19.4.2006 17:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)