Hayatım bir kelime, kelime benim cismim.
Cismim beni tariftir, cismimle müsemmayım.
Kelimedeki harfler ile görünür ismim.
İşte o harfler ile şekil değil manayım.
Harfimin manasında ismim de yok ben hiçim,
Her harfimde Sen varsın vurmuşsun hatemini.
Her harfime vermişsin noktalarla Sen biçim,
Her noktama yazmışsın nice güzel ismini.
Kelimede mana ben, harfteki mana Sensin,
Her harfin her cüzünde her daim görünürsün.
Bana bakıp kendini temaşa eyleyensin,
Cemilsin, her an başka cemalle görünürsün.
Manam Senin elbisen, manamla görünensin,
Manamın merkezinde taht kurmuşsun kendine.
Bana özümden yakın, özüme ruh verensin,
Tarifsiz aşkın ile kul etmişsin kendine.
Sana öyle aşıkım, öyle seviyorum ki;
Fani ölçüler ölçmez zaman-mekan sükutta.
Her an tazeleniyor Senden biliyorum ki;
Sonsuz sonsuzluklarca sürecek her boyutta.
Her boyutta ne güzel kadeh olan kalbimle,
Yudum yudum kanarak aşkını içebilmek.
Kalbimdeki en derin bütün zevk hislerimle,
Lezzetine vararak kendimden geçebilmek.
Ey Cemal’i hep cemil! Aşkına muhtacım ben,
Muhtacım her şeyimle yalnız Seni sevmeye.
Bir haz alamıyorum başka hiçbir sevgiden,
Ruhumun hayatına aşkındır tek sermaye.
Ey Güzeller Güzeli' Hem aşkımsın, hem Rabbim.
Efkarım der: “Sadece Senin bir nefesinim”.
Bunu hissedip bilir, anlar ki mutlu kalbim;
Her şeyi kucaklayan Senin bir şefkatinim.
İrade ettiğin an bütün masivayı ben,
Sinemle sarmalayıp aşkını zerk ederim.
Aşkınla hem dem olmuş bütün varlıkları ben,
Kucağıma toplayıp Sana teslim ederim.
Ey Rabbim! İrade et balından tattıralım,
Ballar balını tatmak isteyen gönüllere.
Aşkını yaşatmaya biz vesile olalım,
Köşe bucak hep Seni arayan bülbüllere...
(7. Aralık. 2005 - İzmir)
Ali OskanKayıt Tarihi : 22.6.2006 23:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
AÇIKLAMA: Aleyküm selam ve bil mukabele Sevgili Kardeşim, Allah’ın selamı, rahmeti ve şefkati üzerinize olsun. Bir yıldan fazla bir süredir pasiftim aktif olamadım. Şimdi Allah’ın izniyle döndüm, mesajları ve yorumları okurken sizin bu yorumunuza rastladım. Önemli olduğu için bir açıklama yapmak gerekti. “Kendi hakkınızda su-i zan ettirmeyiniz” düsturundan Teşekkür ederim, Allah sizden razı olsun, bu acizi uyarmışsınız. Sevgili kardeşim bir kelimenin nereden geldiği değil, nereye gittiği önemlidir. Ayrıca o kelime ile birlikte kullanılan diğer bir kelime o kelimenin manasını ve hatta maddesini bile değiştirebilir. Mesela: Aşk-ı Leyla başkadır, Aşk-ı Mevla bütün bütün başkadır. Hatta gerçek Aşk-ı Leyla’lar bile öyle değildir. Bunu gerçekten aşık olanlar anlayabilir. ‘İşkence‘ kelimesi de Arapça ‘işk’ kelimesinin aslıdır, bu güne kadar hangi aşık, aşık olduğu muhatabına işkence veya sizin bahsettiklerinizi yapmış, bırakın yapmayı aklından geçirmiştir? Zaten aslında bu işkenceyi aşık olan değil, aşık olunan muhatap yapar yani, tam tersi olur; aşık olan muhatabına değil, aşık olunan muhatabına yapabilir. Ayrıca aşk-ı İlahide ikisi de olmaz, olmamıştır ve olamaz. Ve aşk ‘işk’den gelmiş olabilir ama sevmenin yani, muhabbetin iki katı demektir, bir başka deyişle aşırı sevgi demektir yani, işk kelimesi ile hiçbir mana ilişkisi kalmamıştır. Arapça sözlükte: İşk kelimesinin: İşkence, işkenceci ve işkence yapan anlamları vardır. Aşk kelimesinin Arapça sözlükteki manası ise: 1-Bir kimse için bir hizmet yapan ve 2 -Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu anlamlarını taşır. Üstad tasvip etmiyor değil ama, dikkat edilmesi gerektiğini söyleyerek uyarıyor yani, mecazi aşktan hakiki aşka dönüşümünde dikkat edilmesi gereken bazı durumlar olduğunu, bunların insanı yanlışlara sürükleyebileceğini söylüyor. Yoksa Allah aşkının veya direk Allah aşkına gitmenin tehlikeli veya yanlış olduğundan bahsetmiyor, bilakis Risalede bazı yerlerde kendi de kullanıyor ve hatta kendi kullanmakla kalmayıp bir yerde Allah aşkına nasıl ulaşılınabileceğini bile tarif ediyor: “Meyelanın muzaafı olan arzu ve onun muzaafı olan iştiyak ve onun muzafı olan aşk-ı İlahi, onu daima marifet-i Zülcelale sevk eder. Şu fıtrattaki incizap ve cezbe, bir hakikat-i cazibedarın cezbiyledir.” (Mesnevi-i Nuriye, Nokta, 214, 215) Günümüz Türkçesiyle: “1 – Eğilimin iki katı olan arzu ve 2 – onun yani arzunun iki katı olan özlem ve 3 – onun iki katı olan aşk ve 4 – nihayette varılan amaç daimi (sürekli) Allah’ı tanımaya yönelmek. 5 – Şu fıtrattaki Allah’a gönül akması ve O’nun aşkıyla kendinden geçme hali, bir çekimci kuvvet gerçeğinin kendinden geçirmesiyledir.” “Allah aşkı onu daima izzet ve azamet sahibi olan Allah’ı tanımaya sevk eder” diyor ve ardından cezbe halinin hakikatine değiniyor. Allah insana bin yıllık bir ömür verse dahi Allah’ı hakkıyla tanıyamaz. “Allah’ım biz Seni hakkıyla tanıyamadık.” (Hadis-i Şerif meali) Allah Rasulü (asm) dahi böyle diyorsa; demek ki, daimi olarak O’nu tanımaya yönelmemiz gerek ve bunun için ise; Üstad’a uymamız gerek. Allah’a iman, Allah’ı tanımak, Allah’ı sevmek ve Allah’a aşık olmak mertebeleri, her biri ayrı ayrıdır ve mana bakımından aralarında dağlar kadar fark vardır. Günümüzde iman-ı billahı veya marifetullahı ve hatta bazan muhabbetullahı bile artık insanlar son nefeslerine kadar muhafaza edemez hale geldiler, muhabbetin ardından aşk-ı İlahiye olacak ki; ölünceye kadar muhafaza edilebilsin. Bunu şöyle bir örnekle açabiliriz: Bir insan tanıdığı bir insanı kısa bir zaman hatırda tutabilir, buna mukabil sevdiği insanı ise ondan çok daha fazla hatırda tutabilir, fakat aşık olduğu bir insanı ise hiç unutamaz, çünkü günümüzdeki anlamıyla aşk özel, muhabbet geneldir; yani insan aynı anda bir çok şeye ve kimseye muhabbet besleyebilir ve sevebilir, fakat aynı anda birden fazla şeye veya kimseye aşık olamaz işte aynen onun gibi. “Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Sen her şeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın.” (Bakara: 32) 23. Temmuz. 2008 - İzmir Allah’a emanet olun. Ali Oskan
Sizi ve aşkınızı muhabbetle kutlarım.
'Senden benden geçtin ise,
Lâ da değil illah'dasın.
Aşk sırrına erdin ise,
Allah ile Allah'tasın'
başka bazı mühim alim ve müfessirlerde. geçen gün hilal tvde musatafa islamoğlu hocanın bu husustaki açıklama ve tevillerini dinledim çok mutmain oldum.şöyleki; aşk işkten gelir sarmak dolanmak ve muhatabını payanda yaparak gerekirse onu boğup öldürerek ayakta durmaya kendi hayatiyetini devam ettirmeye çalışmaktır. bu kulun rabbine olan sevgisini ifade etmek için kullanacağı münasip ve muvafık bir üslup değildir. amma muhabbet ise;habbeden gelirki rabbin kulu kalbine sevgi tohumu atması manasına gelir.taki neşvü nema bulup meyvedar bir kul olsun. dileme liyakata göre yine alim hakim ve rahim olandan geliyor!dikkatlerinize arz eder dualarınızı beklerim.selamünaleyküm...
Ballar balını tatmak isteyen gönüllere.
Aşkını yaşatmaya biz vesile olalım,
Köşe bucak hep Seni arayan bülbüllere
hepsi çok güzel
TÜM YORUMLAR (3)