(Aşk-ı İlahi -15) Mavi Nurdan Bir Deniz

Kıyıdaki dalgadan gelen hışırtılarla,
Düzenlenmişti o an bir deniz senfonisi.
Ara sıra çığlıklı ötüşen martılarla,
Bestelenmişti yine bir deniz melodisi.

Bu konser eşliğinde seyrederken körfezi,
Geçtim yine aklımın tefekkür bölgesine.
Bir martı uçarken ki hissettiğim önsezi,
Beni götürdü yine duyular ötesine.

O martı gibi uçtum denizin üzerinde,
Mavi nurdan bir deniz göründü kalp gözüme,
Beyaz nurdan güneşler dolaşırlar üstünde,
Işıkları yansıdı kalbimden ta özüme.

Birden depreşti kalbim, aklım ile birlikte,
Nefesim durdu bir an, o hızlı helecandan,
Beynimde nöronlarım bekleşirler tetikte,
Özümü açtım baktım, titriyor heyecandan,

Özümdeki hisleri meşhere seriverdim,
O ülkeye girmeye izin geldi gaipten.
Aklım ve kalbim ile içeri giriverdim,
Kalp gözüm görür oldu orayı her canipten,

Canlı varlıklar parlak beyazi renkteydiler,
Her biri beş duyusuz bir tek kalpleri vardı.
Kalple işitiyorlar, kalple görmekteydiler,
Kalp ile söylüyorlar, kalpte dilleri vardı.

Gördükleri hikmetti, duydukları da hikmet.
Hikmetti yedikleri, hikmetti içtikleri.
Kokladıkları hikmet, dokundukları hikmet.
Hikmetti kestikleri, hikmetti biçtikleri.

Öyle bir alemdi ki, uçuşur her yerinde,
Renkli nurdan çiçekler mest eder kokuları,
Saklıyor ince bir sır her koku, her renginde,
Her yaprağın sırlarla bezenmiş dokuları.

Dolaştıkça aklım hep hayretin zirvesinde,
Çünkü burada artık beş duyusuz bilmekte.
Anlıyor ki, her şeyler Esmalar cilvesinde,
Çünkü artık her şeyi kalp gözüyle görmekte.

Bu ‘Üst Bilinç’ görüşü; aklım yabancı buna,
Hakk’a aşık mecnunlar gibi dönüp durmakta.
Her baktığı noktada ulaşır mahbubuna,
Her noktanın özüne secde edip durmakta.

Sanal görüntülerle uyarılmamak için,
Beynimde nöronlarım sonsuz titreşimdeler.
Çünkü ayrılık bitti sonsuz izdivaç için,
‘Bilinç’le ‘Bilinçaltı’m düğün gecesindeler.

Şizofrenim o gece düğün ateşi olup,
Dumanlaşıp uçarken ruhum tevhide vardı.
O tevhit ile ruhum gizli enemi bulup,
Açıp baktı içine orada Hüve vardı.

Bir tek Sensin Allah’ım; Hakiki Hay, Kay olan,
O muhteşem tecellin ile biz hayat bulduk.
Hakiki hayat için Sana dönecek olan;
Hakiki tevhit ile bizler Sana kul olduk.

Ey Alemlerin Rabbi olan Sevgili Rabbim,
Aşk ve muhabbetimiz bir tek Sanadır yalnız.
Rububi rahmetinle bizi yönlendir Rabbim,
Sana geliş yolunda bırakma bizi yalnız…

(13. Ağustos. 2006 – İzmir)