Bir düşten düştüm seninle,
Yine yara bere içinde uyandım;
Senin soğuğun bir oda da.
En uzun yol bu, yürek çarpıntısıyla yürüdüğümüz.
Kaybetmenin, ezberlenen yalnızlığı nefes alıyor aramızda.
Bir ses gelip bozuyor, susturduğumuz ne varsa.
Ayrı gerçeklere savruluyoruz.
Yalanlarla kurduğumuz çatı; çatırdıyor.
Tenim de, gül zamanından yaralar kaldı şimdi.
Ebruli gölgelere sakladın yüreğini.
Ne zaman büyüdün kollarımda farketmedim?
Nasıl tükendi biriktirdiklerimiz?
İhanetle besledin ruhunu hep;
Benim ruhumun saflığını çalarak.
Keşke, ben de sağ elimle gösterebilsem kulağımı.
Yapamadım, beceremedim.
Edebiyatı parçalayıp,
Okuyana toplatıp yapıştırtmayı da.
Aşk, bizim gibi basit insanların işi değilmiş.
Anladım ki aşk;
Dolambaçlı yollardan geçmek ister.
Gizemi sever aşk...
28,10,2008
Nilgün YıldırımKayıt Tarihi : 21.3.2008 11:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!