-Yosunlu bir geleceğin deniziyim senin için.İçinde kalanları taşıyorum sahile.Sen gidince sol yanım deniz, sağ yanım kaya olarak kaldı.Sağımda kalanlar kayalarına çarptı.
-Yüreğimin olasıl hallerini taşıyor olağanüstülük.Sızıların sözlüğü oluyor damlaların.Islasıl bir halin demkeşliğindeyim.
-İçmeyere gerek yok, sen içimlik bir sevdasın sol kulvarımda.
Kavuşmaya muhtaç istençlerim var.Beni kendine çekiyor sözlerinden sonra yüzündeki asalet.
-Bir atlet olarak bu asaletinin koşusundayım. Kendi rekorlarımı kırdım, can kırıkların arasında.
Gülücük şölenlerine içsel bülbüllerim katılıyor.Şeydalığımı sunuyor, uzaktan mutlu kanatlarımı çırpıyor gülünün gölgesinde.
-Senden kokular salıyor gülün.Cemaline tebessümler ekleniyor kaderden. Kederin dili, dilsiz cümleler kuruyor.
Heveslerimin gelgitleriyle kendime dönüşler ısmarlıyorum. Ay gelinliğini giyiyor, yıldızlar kıskaca almış sensizliğimi.
-İçimdeki denizin üşüyor, susuz özlemlerin arasında iftarına hazırlanıyorum.
-Ç’oğul kalakalışlar sayrımda kalıyor.Biraz daha öteleniyor öteberilerim
Biraz daha ütüleniyor kırılmışlık. Muhkem kederler tükeniyor. Sözlerine seci olacak sevilerim var.
-Terkime, terakkilerini bırakan özün terapilerinde kendime gelişler durulanıyor.
İsyanları tazeleyen ön geçmişin aynasında tarihsel yanılgılar vuruyor sahilimi.
-Yaşanmamışlığın senli demlerini dörtnala geçiyorum. Bir daha kendime yabancılık başlıyor.Sana geldikçe yabancılaşıyorum.
Nazlı bir edayla ruhumu incitmeden seslendiğin o anıları ağlatan güncelerin içindeyim.
*Çıkamadım işte. Çıkmak istemedim.
-Hayat işte bunun özetinden özlerini sunar.Hayatın çaresizliği birini severken onu sevmek için beklemek ve yaşamak.
-Başka yolu da yok ki.Büyük aşklar az gelir, az yoklar yürekleri.
Bu pin kodları bozulmuş bilişim neslin sanal algılarında değil aşk.
Genetiği bozulmamış gıdaların ruhu gibiydik seninle.Aynı şehrin ışıklarını kapatırdık, aynı gözlerle bakardık aydınlık aşklara, yaşamlara.
İlk kez bir aşk kemiği görmüş kumrular gibi kemirmeye devam ettik hayatın ilginçliklerini.
-Balta girmemiş ol vakilerimiz vardı.Bilemezdik.İnsan zaaflarının ürünü. Ya da içinde aç kalmışların peşinde koşan erkek aslan ya da dişi tazıdır.
Güzel çiçeklerle süslü sol göğsünde aşk göğümü taşıdım.Ve yıldızlarıma kadar yakın olmak istedik sen yarken, sen aşka şehirken Şehrinaz.
Şimdi aşk bizden önce doğuyor .Nefsine yenik düşüşlerde suları kirlenen zaman ayıklanıyor .Ben’ e ulak oluyor ali cenap kalışlar
Gözlerinle ısınıyor kaderim.Kalemin ucu, dilinin ucuyla ulaşılmazlığı yazıyor.
-Yazılmamış aşkların ve de yaşanmış büyük aşkların adılıyız.
İsmine nitel özlemler besleyen herkes ismimin önünde diz çöküyor.
Belirttiğim sıfatında Leyla işveli işaret oluyor.Sen sözcüklerin şehrisin.
Ben cümlelerin devletiyim.Sınırlarımızı çizemez ayrılık.
-Ki ayrılığın başkenti yok.O yüzden vuslatın tanında aşka vatan olan seni istedim Şehrinaz.
Kayıt Tarihi : 5.8.2012 01:04:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hayrettin Taylan](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/08/05/ask-bizden-once-degiyor-yasadiklarimiza-sehrinaz.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!