Yazamamış, yaşamamış, kavuşamamış, imkansızlığın merdiven boşluğunda seni bekleyen bir aşk ermişi gibiyim.
- Birbirimize uzaktan nemli bulutlar ısmarladık gözyaşları komşuluğunda. Ben seni diledim, dil ile bin ömür arasında. Nadaslarıma yağmadı gözyaşların, ruhuma sinmedi son sözlerin. Hep diledik, hep istedik, hep olsun dedik. İm ile kan imkansız olup bizi aşk yerimizden ayırdı. Kader mi? Gönlümüze heder mi bilmiyorum.
- Ben sana vurgunluğumun, son viranlarında mayınlarımı temizliyorum, yaram ile yarim arasındaki yeni sınır kapısını açılışını yapmaya hazırlanıyorum. Gayrı dışa açılmalıyım, yerli bir güzelin heder ettiği gönül ovamı ekecek yabancı bir güzelin koynunda büyümeli aşk mevyelerim.
- Sana tutuşmuş, sana bulaşmış, ilacı olmayan bu yürek yazsa da konuş sa sen inanacak mısın ki ? Şairdir, yazıyordur, yine darılmış, yine yüreği içten kanamış öylece yazmıştır der uyur musun hilalin gölgesinde.
-
- Yine cevapsız bombalar yollar mısın git yüreğimim başkentinden, benden sana aşk kemiği bile yok. Ki ben şahinlerin bile dokunamadığı yalnız, suskun, senin açtığın enkazın derinliğinde bin ömür sessiz, sensiz, aşksız yaşayacağım deyip yeni atom bombanı atacak mısın Nagazzakime… Gülüm, gayrı atomların bile tesir etmiyor, bu sensiz yürekte aşktan başka, senden başka bir şey yetişmiyor.
- Çekil gözlerini güneşimden ki sabah geç olsun, aşk hep gece olsun.Yıldızlar, karanlık, sensiz sarıldığım yastık yetiyor şimdilik. Can darılmış, aşk darılmış, sen darılmış, yaramın üstündeki izler darılmış.
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum