Aşkın hücresinde senli bir masaldır dinlediğim, yaşam kırık kürekli bir sal
Değiştirilemez yazgıların kilitli zindanlarındayım, aşktır sana yolculuğum yar
Varlığına adanmış bir bedendir taşıdığım, bu sevdanın şahidimiz olsun yıldızlar
Ben her şafakta sana döndüm ruhumu, asırlık bir tutkudur sana harlı yangınlar
Bir gece örülüşüydü senden arda kalanlar. O gecenin içindeki tanıdık siren sesleri gibiydi varlığımız ve bedenlerimize sarılışımız. Gönlümün kırık sözlerinden derlediğim besteler gibiydi ve sen duydun sesimi, bana geldin, ben seni duyarak kendime geldim. Evet, o yokluk ve birbirimize olan açlık saatlerinde ne çok şölenler kurmuştuk birbirimizden habersiz buralarda. Ne çok gelip gitmişsin yüreğimin ozan köşküne ve ne varsa yüreğinde, sonsuzluğa bir kilim gibi serpivermişsin.
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Ne diyeceğimi bilemiyorum şair, yine on ikiden vuruldum bir tek onu biliyorum :) Çok güzeldi...
senin rüzgarının araladığı perdemden.
kutlarım
namık cem
başlığı bile kendi başına bir eser
gönlümden gönlünüze sağlık dost...
saygılar...
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta