Hiç çıkmıyor, hafızamdan rüyalar
Bize, çile çektiriyor ağalar.
Türkün, eseriyle dolu dünyalar
Zulüm uyguluyor, bize ağalar
Susturmak istiyorlar, susmuyorum
Ruhumun yarısı Gabar’da kaldı
Cenneti önüme serdiler annem
Naaşım hediye size yollandı
Cennet bahçesinde beklerim annem
Hainin yuvası Gabar dağında
Ankara’nın ufkunda, bekleyen bir gemi
Demir atmış gözetliyor, anıt kabiri
Uzaklardan seyrediyor, gönül gözleri
Paşa yaylasından, Koçarlıyı, Sökeyi
Atatürk'ün meşalesi yanar içinde
Dönüşünü bekliyor
Bırakıp gittiğin sonbahar
Gazel olmuş sarı yapraklar
Dağlardaki sisli yağmurlar
Alev rengindeki şafaklar
Doğmaya hazırlanmış ufuklar.
Yolum düştü Çebiçli’nin dağına
Arkadaşla çıktık keklik avına
Uçurdular kekliğimi yuvadan
Kurşun almış düşmüş, Argıt çayına
Çebişli’de çöğür armut dişlerim
Umut veren yaslı dağlar ağlıyor
Dosta giden yollar bize kapalı
Ateş düşmüş yüreğimi dağlıyor
Dosta giden yollar bize kapalı
Kurudu bahçemde gonca güllerim
Bir ekmeği bölüşmeden,
Neşelenip gülüşmeden,
Yalan dünya baş mı olur
Koklaşmadan sevişmeden.
İnsan olsak değişmeden,
Çağa bebek idim, aldın koynuna
Emdiğim sütleri helal et annem
Belekte beleyip sardın boynuna
Emdiğim sütleri helal et annem.
Dalına sarıp da koştun işine
Yerinde dur gönül, çırpınıp durma.
Ben senin nazını çekemem gönül
Tuzlanmış yarama, tuz basıp durma
Ben senin hızını kesemem gönül.
Hatırlatma bana, aşkı sevdayı
Aramıza dağlar girdi
Gülüm sana ulaşamam
Aylar girdi, yıllar girdi
İstesem de kavuşamam
Aşkın ateşine düştüm
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!