Eyüb’ün sabrına erişemedim,
Bu halimle, neyleyim ki, ben beni?
Ayıp gizlemeye girişemedim,
Bu halimle neyleyim ki, ben beni?
Farz et ki, bir dostun bir yanlış yaptı,
Hem de kapatmayı kafaya taktı.
Sabretsem n’olurdu? Mescit mi yıktı?
Bu halimle neyleyim ki, ben beni?
Öfke beni aldı, benden götürdü,
Beni, benliğimde yedi bitirdi.
Korhani’den bir uyarı getirdi,
Bu halimle neyleyim ki, ben beni?
Kan akmadı, yara aldım derinden,
Üzüldüm, incindim bin bir yerimden.
Ayrı düştüm erenlerin pirinden,
Bu halimle neyleyim ki, ben beni?
Ayaz’ım ben, he deseydim yalana,
Mevzuatı uydururdum plana.
Bu memleket böyle gitti talana,
Bu halimle neyleyim ki ben beni,
Ya Rab; Hakk’tan uzak tutma sen beni.
Kayıt Tarihi : 30.3.2009 20:40:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir kültür sanat alanında bana yanlış yapan bir eğitimcinin ayıbını açıkladığıma bin pişman olduğumu yukarıdaki mısralarımla beyan etmekteyim.Fakat insanlarımıza bakıyorum da, ayıbı yapandan, ayıbı açığa vuran daha suçlu görülüyor. Burada anlıyorum ki biz bu ayıplara çoktan alışmışız. Ben yine söylüyorum affetmek büyüklüktür. Boşlukta bulundum yapamadım. Keşke sinirlenmeseydim.
![Ahmet Ayaz](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/03/30/asiklama-2.jpg)
TÜM YORUMLAR (19)