19.. senesinin son günü, Kura Nehri kenarında bir bebe dünyaya gelir. Daha kırkı çıkmadan, dayısının ikram ettiği, kapağının altında olmayan kutu biradan içer. Adının Hasan olduğu söylenir. Bir rivayete göre ise Zeynelabidin dense de aslını bilen yoktur. İlerki yıllarda Aşıklar Bayramı’na sahte kimlikle katıldığı için gerçek adı bilinmiyor.
Köy kahvesinde dinlediği bir aşığa yönelik söylediği bir kıtalık şiir, bütün köylüyü ve yarım köylü olarak misafir bulunanları şaşkına çevirir. Aşığın deyişini bitirmesinden sonra o sıralar altı- beş yaş ...
Dost acı söyler demişler,
Bir adana söyle de yiyelim
Dervişler ise hırka giymişler
Oysa kürkün yeme devri, biter mi?
Kabahatlar kanunu çıktı güya
Hasta yatağında aldı aşık:
Tabib sen elleme benim yaramı
Beni bu dertlere salanı getir
Kabul etmem birgün eksik olursa
bu kaçıncı yıkılmadır
merak etme bişi olmaz
yaş gereği sıkılmadır
merak etme bişi olmaz
eski günlerde de yandın
Türkçe lisanını saldım sokağa
Eti kullananın, kemiği benim
Başladın bakıyom, ağız bozmağa
Delisi sen isen, velisi benim
Veli öğrenciyi takip edendir
Dinleyici istek ister
Radyocu destek ister
İsteği çalınmazsa
İsteyen hemen küser
İse hiç olur mu
Geçmiş bilgisayarın başına
Dokunur iptal tuşuna
Kızgın yağ dökülsün kuşuna
Böyle dizgici mi olurmuş
Kazı, koz yazan odur
Askere giderken eğlence yaptık
Kasalarla bira ve meze kaptık
Beni attılara havalara
Tutmayı unutunca düştük
Otobüsü fazla salladık mı ne
Bir çift lafım var, sanal aleme
Gazeteci yazar, onu paylaşın
Aldığın haberden, kaynağı silme
Gazeteci yazar, onu paylaşın
Herkes emlakçı, emlakçı hariç
Saldım sokağanın, meali şudur
İsteyen, istediğin kullanır
Kartal tökezler gibi görünsün
Üstüne akbabalar çullanır
Noktalamaya laf edene bak,
Kimseye aman vermedim
Düzgün bir işe girmedim
Onlar verdi ben de yedim
En hayırlı evlat benim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!