Kadir Mevla’m budur senden muradım
Seksen güzel şeyden payım olaydı
Seksen tane ırmak seksen tane göl
Seksen yerde akan çayım olaydı
Seksen tane gemi seksen tane yat
Poyrazoğlu lütfen bize tarif et
Âşıkların sazı ne biçim olsun
Erkan nedir usul nedir sen öğret
Konuşurken sözü ne biçim olsun
Hatamız olursa sen bize kızma
Sağcı mısın solcu musun laik mı
Hangisinden oluyorsun be adam
Deli misin sarhoş musun ayık mı
Bana niye çatıyorsun be adam
Sen kendi kendine biçmişsin vade
Okumanın yaşı yoktur arkadaş
Yedisinde başlar yetmişe kadar
Bence seferberlik ilan etmeli
Edirne’den tutun ta Muşa kadar
Okumak insanın zihnini açar
Onu merak etme bundan rahat ol
Anan kızı ila köyde yaşıyor
Ne işi var kalabalık şehirde
Koyun kuzu ile köyde yaşıyor
O işini bilir sen etme merak
Vatanıma gittim gördüm ayrıldım
Birçok anım kaldı Sarıkamış’ta
Ayrılırken hüzün çöktü içime
Sanki kanım kaldı Sarıkamış’ta
Ordumuz düşmana koymaz öcünü
Aşiret dağıldı gelenek bitti
Töreden habersiz beye bak hele
Anası beyazdır babası beyaz
Alaca bulaca taya bak hele
Sarı öküz öldü tarla nadasta
Kader kayıp nasip kayıp bilinmez
Yazılanlar gelir başa efendim
Allah yazmış ise asla bozulmaz
Helal emek gitmez boşa efendim
Eğer Hakkı aramaksa bir maksat
Kars ilinden bindim kara trene
Horasana geldi durdu bekledi
Erzurum’a vardı bastı frene
İstasyonda garı gördü bekledi
İstasyonda kalktı yine yol aldı
Ağanın kızına olmuş sevdalı
Gönül hanesinden yaralı çoban
Doğuşundan beri yüzü gülmemiş
Ta ezelden bahtı karalı çoban
Garibin elinden yoktur tutanı
Aşık gürkani ustaya
Üstadım nihayet buldum izini
Ne zamandır göremedim yüzünü
Özlüyorum sohbetini sözünü
Bizi tecrübenden mahrum bırakma
Durmazoğlu