AŞIK!
Aşık olan aşık vara aşıktır
Uyurken ahvali görendir aşık
İlâhi hikmeten zora aşıktır
İbrâhimle nara girendir aşık
Allâh esrarını dilinden döken
Şeytanın gözüne perdeyi çeken
Eyyûbi sabırla zikire çöken
Sineyi dertlere gerendir aşık
Leylayı Mevlâ’ya vasıta gören
Çöllerde yandıkça vuslata eren
Zennûn Nebi ile balığı gören
Yunusun karnına girendir aşık
Allâh’ın ihsânı aşıklık kula
Gözü kapalıdır makama pula
Doğuştan meftundur toprağa çula
Hasırı zikirle serendir aşık
Leylâyı vesile kılıp sevdaya
Mecnûn böyle düştü çöle sahraya
Vuslat aşkı yaklaştırdı Mevlâya
Eneyi ummana salanlar aşık
İSLÂMİ: yiğitlik baz ile değil
İnsanlık on telli saz ile değil!
Müslümanlık edâ naz ile değil
İyi, doğru, güzel, olanlar aşık
Milletinin devletinin dertmendi
Fiili islâmda terakkidendi
Hadimidir vatanının efendi
Seve seve canı verendir aşık
Yüreğinde memleketin acısı
Meclisinde düşmanlığın öcüsü
Oğulun, kızanın, ana, bacısı
Herkesin kâlbine girendir aşık
İSLÂMİ’ye şuarayı sorduran
Bidayette savaşları kurduran
Nihâyette gardaş edip durduran
Devleti taşıyan tirendir aşık
Okkası kaç para sorabildin mi?
Bakkala, kasaba, manava aşık
Baktığın vitrinde görebildin mi?
Kaç kişiyi aldın sınava aşık?
Her bilenden üstün bir bilen vardır
Gardaşın gözünü bir silen vardır
Aşık inler iken bir gülen vardır
Memleket sevdasıdır hava aşık
Aşk haktır, görünen hakikatidir
Havassı azamın tahkikâtıdır
Ehli şuaranın sadakâtıdır
Şuarada candır bu dava aşık
Ve aleyküm selâm ve berakâtü
Selâmsız yaratık ateşten kötü
Fatihi; sırtında taşıyan atı
Şekerle getirendir tava aşık
Zahmetsiz rahmet yok imiş İSLÂMİ
Balın petektedir demiş İSLÂMİ
Yenmiyor ki altın gümüş İSLÂMİ
Verdiği nimetler bedavâ aşık
Biliyorsun savaş süngü ucunda
Ulubatlı Konstantinos burcunda
Şuara kanı var kale harcında
Kazıklı, Donkişot, yalanlar aşık
Semada vızıldayan sinek ne der?
Balık suyu bilmez, deryâda gider
Erenler secdeyi toprakta eder
Ledünni deryaya dalanlar aşık
Aşık ise atılan ok hedefe
Mercan olsa değer vermez sadefe
Rabıtayla bağlı halef selefe
Ümmet sevdasıyla dolanlar aşık
Hissizler uğrattı İSLÂMİ kadre
Damlaya damlaya göl olur katre
Şuaralar huzur aşkeder sadre
Herhâlde doğruluk pilânlar aşık
Ebû Bekir Ömer Osmanla Âli
Nebii zişânın ayağı eli
Bunların hadimi İSLÂMİ; beli
Devâyı mermerden alanlar aşık
Yıldız çok yüksekte A’ya vurula
İntihalcilere baya vurula
Sen kimsin İSLÂMİ: diye sorula
Değil arasatta kalanlar, aşık
Kaderde yazılan dengi dengine
Yüksek uçma ne olur gel engine
Meyil vermen her çiçeğin rengine
Namahrem görünce solanlar aşık
Ateşine yanmayandan olmaz ki
Dibi delik kadehe mey dolmaz ki
Erenler ceminden saki gelmez ki
Billûr kadehlere dolanlar aşık
Evet yüreklerde çiçek açanlar
İSLÂMİ’nin kanadıyla uçanlar
Vatan sevdasıyla candan geçenler
Rütbe i şehâdet bulanlar aşık
Sahuranın babasıdır Şuayıb
Kıptiden nükseden suç oldu kayıp
Bin beş yüz senelik fitneyi sayıp
Köklerini tek tek yolanlar aşık
Mefâhiri, ulviyyeden hediye
Edilendir; aşkla sevesin diye
Nesimi derisi yüzüldü, niye?
Hakta fenai rûh olanlar aşık
İSLÂMİ’nin kartallardır sunası
Şuarayı arifanlar sanası
Esas ayna aşıkların anası
Yolu; karanlıkta bulanlar aşık
03 Cemaziyelevvel 1440 Erbaa
09 Ocak 2019 Çarşanba
27 Kanunievvel 1434
Kasım 63
Mehmet İslami
Kayıt Tarihi : 9.1.2019 16:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!