zamanı kim tutmuş ki bizler tutalım.
geldı gidiyor mevsimin son baharı
akşamın gölgesı düştü, güneşi nasıl tutalım
saklayamayız saçlara düşen akları
hala deriz; gencim, onsekizlik gibi
avuturuz kendimizi yaşarız o son duyguları
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
sonbahar da yaşanır,yürek çarpıyorca,sizde gençsiniz,bende.satırlarınız da gerçi yaşamın ortayaşı sonbaharı güzel anlatmışsınız.tebrikler,selam ve sevgi ile kalın.
yine bir eşsiz paylaşım okudum kutlarım sizi zeynep hanım saygılarımla
Ömrüm Tükeniyor
gençliğim gidiyor kendimi tutamıyorum
hatıralarım eriyor seni unutamıyorum
ömrüm tükeniyor kadermi bilemiyorum
saçlarıma karlar yağıyor ağlıyorum
gözlerine bakıyor tenine dokunamıyorum
sana çektirdiğim acılara dayanamıyorum
güneşim doğmuyor yarınlarıma kahroluyorum
hazan mevsiminde sönüyor umutlarım
beyhude geçti ömrüm sana yalvarıyorum
dualarında saklıdır sevdiğim mezartaşım
Recep Özcan Çalışkan
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
--------------------
Bu şiirin hikayesi:
sevgililerin sevdasını unutmamak dileklerimle saygılarımla
evet haklısın hayatın şaşmaz denklemidir bu kaçışı olmayan tebrikler
bazen keder çökertir,bazen ince düşünceler,
içimizdekı fırtınayı, kimse bilemez ki,
öyle akıcı içten dogru yazılmış geriye yüreğine sağlık demek kalmış tbrk.ler
geldı gidiyor mevsimin son baharı
akşamın gölgesı düştü, nasıl tutalım güneşi
Zamanı durduramayız.Şu ânı yaşamak gerek.Yaşamın sonbaharını ne güzel anlatmışsınız,Kutlatım sizi Zeynap hanımç
Saygılarımla.
Yaradan,dan sizler icinde bizler icinde hayatimiz boyunca her animizin keyifli olabilmesi icin,sunulu güzellikler mevcut!
Ne yaşamlar yaşanmıştır o çizgelerde ve daha neleri yaşanacaktır. Olsuun. Sevgilerimle
orta yaş kadın ruhunu çok iyi yansıtmışsınız...elinize sağlık...
yine de bahar..... zemherinin kışında üşümenin bile tadı var.....sevgiler.......
***Rubai-VII***
Bu dünyaya kim mekân kurmuş ki, biz kuralım.?
Hep yarın olsun diye, yarını beklemekler.
Ölüm mutlak, kim karşı durmuş ki biz duralım.?
Korku dağları bekler, boşa geçmiş emekler.!
Kenan Mim Eryiğit
..selam ve başarı dileklerimle...
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta