Artık Büyüdün Çocuk Şiiri - Mahmut Nazik

ARTIK BÜYÜDÜN ÇOCUK

Artık büyüdün çocuk
Geride kaldı topacın
Bilyen misketin
Bulutlara kafa atıp
Rüzgârda kuyruk sallamayacak uçurtmaların

Artık büyüdün çocuk
Kimse duyamayacak gayrı
Bahara durmuş
Çocuk gülüşlerini
Kimse görmeyecek
Hıçkırıklarını iç çekişlerini

Tutar ellerini
Her evde her bellekte bir âdet
Onlarca kural sıkar yüreğini
Ülkelerce kalıp kaide füruat

Töre din iman
Cennet cehennem
Cin Şeytan
Gulli diyaban
Ve korku ve yalan
Ve helal ve haram
İncil Kur’an Tevrat

Artık büyüdün çocuk
Geride kaldı o sek sek oynayan hayat
Kahkahan haram
Ağlaman kabahat

Ah!
O misketlerin ışıkla yarışan rengi
Kırmızı sarı
Yeşil mavi
Ya karıştığın çiçekler
Bengi bengi
Bindallı fistanıyla bebekler

Veda et çocuk oyunlarına
Birdirbir uzuneşek
Mazide kaldı seksek
Uçtu uçtu kuş uçtu
Ne yapsak ne etsek
Mendilin yere düştü
Bu çocukluk da böyle geçti

Unut çocuk unut
Yok gayrı
Yasak sana
Döne döne
Sevişe şevişe
Güle oynaya
Kuşların kelebeklerin
Takılıp da peşine
Rüzgârla yarışma
Yok gayrı
Kızlı erkekli
Gülüşe gülüşe
Toza toprağa
Dala yaprağa karışma

Hadis ayet
Farz sünnet
Ve rivayet
Ve riya, ihanet
Setr-i avret
Riyazet çocuk riyazet
Gayrı haram sana dokunmak
Arkadaşının tenini bırak
Eline bile
Ya tefrittir ya ifrat
Dile düşürürler
Taşa tutarlar
Dikkat et

Kimse doyurmaz açlığını
Yetmiş göbekten beri
Kan davasıdır kalan miras Yazılan vasiyet
Ve kimse doldurmaz hiçliğini
Demeyesin yarın
Teğet geçildi hayat

Gayrı büyüdün çocuk
Eskiden bir tarla dolusu gülerken sen
Gayrı saksılara
Fısıltılara düşecek gülüşün
Ağlamak yasak
Öyle içinden geldiğince
Salya sümük
Artık büyüdün
Saklanıp bir taşın yosunlu yanına
İçine sağacaksın gözyaşlarını
Dolana kadar o dört gözlü yürek
Tikler, seğirimeler
Kasılmalar
Ta ki Felç olana
Kalp krizi vurana dek

Artık büyüdün be çocuk
Kapıdan çıkarken küstüğün kişiyi
Girerken affetmek
Girerken unutmak yok artık

Yokluklarda yoksulluklarda
Yasaklarda
Çoktan yaşlandırmışlar
İçindeki çocuğu
Tekmeler tokatlar
Çoktan alıp götürmüş
Yüreğindeki gülücüğü

Bir o yana bir bu yana
Yuvarlanırken yuvanda
Belki de öz babandan yedin
İlk tekmeyi ana rahminde
Onca zulüm
Haksızlık ve riya
Çoktan bitimiş
Annenin çocuk hayallerinde gördüğü rüya

Çoktan öldürmüşler
O uyurken gülen bebeği
Çoktan çürütmüşler
Yüreğindeki
Pır pır eden kelebeği
O ninnilerdeki gibi değil bu dünya

Kim bilir muhannetlerde
Kaç kez teslim olacaksın
Günde bin kez ölüme

Okul sıralarındaydı hani
İlk baş kaldırışın zalime
İlk isyan edişini nasılda boğdular
Haksızlığa ve zulme

Artık büyüdün çocuk
Şimdi Sağmaya
Boca etmeye geldi sıra
Kalbinin çatlaklarından
Gün gün içine sızdırdığımız
Damla damla
Biriktirdiğin zehri

Şimdi ölmeye geldi
Öldürmeye geldi sıra
Birileri için
Bir şeyler uğruna
Şimdi can almaya
Kanamaya geldi çocuk
Yüreğindeki kini kahrı

Artık büyüdün çocuk
Dünde kaldı
Elini tuttuğun
Omzuna kolunu attığın
Yahudi Filistinli
Zenci soluk benizli
Gayri hasmın senin
Yunanlı, Rum, Ermeni
Artık düşmanın
İsevi, Musevi, Sünni, Alevi
Artık geçti bahar
Kaç kere vurgun yedi o kelebek
Ayazlara teslim yüreğindeki çiçek
Gelen zemheri

Hasmın için de
Seninin için de
Engerek olup sokmaya
Kanamaya
Kanatmaya
Leş olup kokmaya geldi sıra
Kokutmaya
Korkmaya
Korkutmaya geldi
Akıtma zamanıdır şimdi
Ezberindeki şirreti şerri

Şimdi yakmanın
Şimdi yıkmanın zamanı geldi
Bu dünyayı
Bu şehri
Tükürmeli içine
Şimdi kirletmeli
Ta galü beladan beri
Akıp giden nehri

Merhamet et
Âdemoğlu insaf et
Ezberinden önce
Bir şans ver Aşka sevgiye
Adalet adalet ama
Törenden, terbiyenden
Adaletten törenden önce merhamet

Merhamet et
Âdemoğlu insaf et
Aşka sevgiye bir şans ver
Bir şans ver
Ebemkuşağının rengine
Bir şams ver taşa toprağa
Güle yaprağa
Bir şans
Bir şans ver
Kuşa kurda
Oğllu kızlı sevdaya
Bir şans ver
Şu güzelim dünyaya

Bunca acının sancının
Kanın içine doğurduk seni be çocuk
Diz üstü çökmüşsün
Zalimin
Zulmün
Ve ölümün önüne
Çalmışız denizin mavisini.
Okumuşuşuz kulağına
Kulluğun ve köleliğin kitabını
Hem de sormadan sana
Ne bizde hoşgörü
Ne merhamet
Sen bizi affet
Şimdi ağlama sırası sende yazgına

Güzel yanı da var be çocuk
Delikanlı olmanın
Güzelin,
Yiğidin en hasına vurulacaksın örneğin
Güzel yanı da var
Genç kız olmanın
Sarmaşıklar gibi sarılacaksın sevgiline mesela
Çöllere düşecek
O Mecnun o Leyla
Gecene dolup da o gözleri ayla
Yüreğini ısıtacak
Aşk denen o tatlı bela

Artık büyüdün çocuk
Şimdi
Güneşi indirme
Hayata lodoslama bindirme sırası sende
Karanlığın ardından
Şimdi
Gülümseme sırası sende
Ay gibi bulutların arasından
Resmini çizme sırası sende
En güzelini dünyanın

Hoş geldin delikanlı
Sevginle
Bilginle
Yüreğinle
Şimdi sevme
Şimdi verme
Yaşama sırası sende
En güzelini sevdanın hemde
Şimdi gelmişi geçmişi ve geleceği görme
Şimdi zalime zulme direnme sırası sende

Dile ki
Barış olsun dünyanın dili
Dile ki
Yedi iklim dört köşe çiçeklerle bezeli
Düşün ki
Düşüne girsin yarının en güzeli

Dile ki
Yüreğe sinsin baharın gülü nergisi
Dile ki
Gecene insin sevdanın ayı yıldızı
Dile ki
Elinden tutasın en yiğit oğlu
Işığa ve aşka durmuş en güzel kızı

Dile ki
Bahara dursun yârinin yüzü
Dile ki
Dinsin şu arzı âlemin kanı gıybeti garezi

Dile ki
Işığa ve lekimşaha dursun gökyüzü
İste ki
Barışa sevgiye ve aşka kessin yeryüzü
İste ki
Sevelim sevilelim
Güle güneşe ve gülüşe çevirelim gündüzü

Artık büyüdün çocuk
Çok gerilerde kaldı
Ağzı süt kokan bebek
Kozayı delmenin zamanıdır şimdi
Kanatlandı o kelebek

Hoş geldin delikanlı
Hoş geldin
Bak selama durmuş sana
Secde eder önünde
Dağ deniz yer ve gök

Var mısın
Kanla
Kinle
Nifakla
Var mısın
Riyayla
Nefsinle
Şeytanla yarışa

Hoş geldin delikanlı
Hoş geldin
Var mısın
Cehaletle
Sefaletle
Sınıfla
Sömürüyle
Savaşa
Artık büyüdün çocuk
Var mısın bir damla su taşımaya
Kardeşliğe sevgiye
Var mısın yoldaşlığa barışa
Yolun açık olsun delikanlı
De hadi başla

MAHMUT NAZİK 29 Ekim 2008 MERSİN