yaşamdan kaçak ürkek bir balıktır ruhum
çekerken ölmeye küreklerini
başlar erkenden örmeye ağlarını balıkçıların
açıkta eylenmenin açlığıyla koşarken bilmediği bir aşka
başlar yeniden her kürekte biraz daha
sonuna yavaşça yaklaşmaya.
dindirir akıntı diriliğini ama o incinmez buna
akıntıyı kendi diriliği bilir de güçlenir sonra gidip
denize yakın uçan üç beş keyif düşkünü martının
alayı tizliğinde yankılanan sesine gücenir.
saklanacak yeri de yoktur takıldığı ağlardan başka
unutmak için tiz çığlıkları, atar kendini
arşipel’in kollarına.
sarsa da maviliği onu anne sıcaklığınca
tatmıştır o bir kere takılmanın zevkini ağlara
“ver elini, at küreklerini! kurtarayım..” der
“..yemli dip alacaklığından canını”
“söyleyeyim dilersen bu sonsuz maviliğin sırrını..”
ama bizim balık tutamaz ellerini arşipel’in de
zamanın yokluğunda bir dilek tutar.
yaşamdan kaçak ürkek balık
çekerken böyle böyle
ölmeye küreklerini
isa’nın sofrasına
sonrasına
yokluğa..
yaşamdan kaçak ürkek bir balıktır ruhum
çekerken ölmeye küreklerini
yeniden ve her defasında daha derinden
başlar erkenden örmeye ağlarını balıkçıların
açıkta eylenmenin açlığıyla koşarken bilmediği bir aşka
şarkısı avuntularının dalga dalga
başlar her kürekte biraz daha
azı çokluğunca boğulmaz da
yine gider yolunu bulur.
26.08.2023
Semina İdilKayıt Tarihi : 6.2.2024 20:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!