Arkin Anisina Özlemle ve Saygiyla

Kendi ihbar muhbiridir insan
Konuşsun söylensin veya konuşmasın
Çatısı zemini omurgası kileri dolabıyla
Hücre hücre kuyusunu kazıyıp eşgalini dokuduğu karanlığını buyurup
Kafeslenmiş müşterisine ölümü pazarlayıp satar gibi
Zorunlu tüketime sunan tarikatların
Ve hayatında herşeyi hazır bulan haydut hırsız yolsuz haramzadelerin
Takdiri yergisi duruşu ve susuşuyla
Emrettiği yerden insanını ve dünyasını bulacak şey değildir sanat
Kendini acıya boğan ezici seslere zorla tahammülü gibi
Av üstünde dönüp titreyerek
Niyetinin faili
Düşüncesinin tanığı
Yaşadıklarının ihbarcısı ve muhbiridir insan, niyesi nasılı var mı..
Tek başına mezardan ev konum istirahat ve iskan bakarcasına
Veya toplum içinde tek karelik manzaraya oylum oymak
Çiğnenmiş yorgunluklar altında eskimeye mahkum iniltiler akıbetiyle
Çıkar çatışmasına ezber bir vakitte çok müddet,
Menzilden Fethulmetallere
Süleymancılardan ismail veya iskendergillere
Ensar mensar iksir küsur türgva kezzabıyla filan
Kim yılkı kim uslu sualine bir vakitte çok müddet
Sabit saplantılar etrafında kendini mutsuzluklara ayarlayıp kurarak
Veya saplantılarında sabit kalıp, kendinden kaçıp kurtulmaya cinnnet
Hareketsiz yorgun yılgın olan herşeyin donuk ve durgun ruhunun
Kalkıp gitmeyecek olan gümrüklere ve paydoslara benzer
Herşey bir anda olsun bitsinlerin kazancıyla olası değildir ne sanat
Ne özgürlük ne de insan
Çünkü ilişmez görüşmez tanışmaz fakat muntazam görünümlü
Gerçekliğe özgün,
İnandırıcılığa özdeş, Saygınlığa hak sahibi değilse
Soyut yapay sahtekarlığın sonucu baştan belli açık oturumları gibi
Hayatı emeksiz zahmetsiz hazır bulanların kendilerini herşeyin tanrısı saydığı
Issız damlarda kendi çorak küfünde dönen pervane
Veya trenleri sökülmüş demir yolları hurdasına iptal
Paslı bir kuyu tulumbasının susuzluk dibini sömüren
Yalan yanlışlar dairesinden dünyayı eksensiz düzensiz zirvelere taşıyan
İnsanüstü kopukluğa ve durmaksızın sendeleyip aksayarak
Dümende girdapta hiç görülmedik gammazlıklar çalıp çırpınarak
Savruldukça iradeden özden itibardan kesilip
Saplandıkça izden yoldan insanlıktan ve ihtiyattan azıp sapıtan
Herkesi kendi intiharına piyes yazmanın inzivasıyla
Ve herkesi kendine yalnız mutsuzluğunun tanrısı kodunda kandıran
Şehir şehir plakalaşmış günsüz mevsimsizliğin
Yaşama hakkından, etkin gücünden, özgüvenli kişiliğinden
İnancını umudunu yitirip hayati varlığını müritlik müşterisine
Yahut fanatiklik tarafgiri yancılığa külliyyen teslim ederek
Zindanlattıkça zifirin kökü yalnızlığın azabı zıkkımın koyusu çanağından
Çatlayıp kopan parçalarla bozulup çürümeyi artıp çoğalarak
Diri diri ve ürkü korkuyla bastırılmış bilinmezlere sarkmış gömülmüş
Onurlu itibarından ve haysiyetli duruşundan el çekenlere ölümü kutsayıp
Güdümlü çilekeşliklerin bağımlı alışkanlıklarına inim inim
Özünü sanatını kazanıp bulamayacak olan kul kurbanlığı aşılayarak
İki keskin kıskaç arasında dertli yaralıyı çabalayıp çırpınan
Keder mecburiyetlerine tabi anlaşmaz uyuşmazlık mahkumluğunun
Çizgi ötesi istem dışı her servis dahil kahır zehirlere yaşarken ölenleriyle
Ölüm zulum nafakasında harami haracını doyuran
Tükürülünce kusulacak,
Üfleyince parlayıp anında sönecek vaka ve vasıtada değildir
Özgürlük sanat
Sanat insan kainat...
Çünkü öyle böyle değil,
Alın terinin sorumluluğuyla duygulu düşünceli nazik kalbidir
Yüksünüp erinmeksizin emeğe onura suya yola toprağa
Akıl vicdanla büyütülen sevgiyle saygıyla
Cesaretin ve cüretliliğin kendinden emin hali vaktidir
Kanatlanan özgürlüklere mutluluklara ve sevinçlere dolup taşan
Değişik durumun değişik duygularla sağlam duruşlu karakter ve halleridir
İnandığı gibi yaşamanın sanat eseridir insan
Hayal perdesi hisler düşler sarayı duygu sarmalında
Güzel sanatlara bir güzel insan ışığıyla sevgili arkın cüneyt
Karanlığa yolunu yönünü rengini dünyasını gösterir gibi
Hayatın bağrında doğup, ateşinde yanan rüzgarında soluklandığı
Kale bentlerinden fabrika giriş çıkışlarına
Ekinlerin bağların köylerin kasabaların alfabesi diliyle
Mevsimleri mevsimlere, yılları yıllara, insanları insanlara
Postahane yakınındaki tüplü çakmak ve tebrik kartlarından
Kütüphane duvarı dibinde boyalı kınalı bezirgansız bazarın
Çamurundan suyu serin güzellik boraçları sıvayan usta elleri gibi
Bedestende senin insan yolculuğun gezer
Yoğunburçta senin asri zaman haykırışların çınlar
Yol su elektirik bağlı şehir terminalinde, otobüs garında
Güvercinlerin bile talih kuşu olduğunu bilmediği senin yolculukların
Yeraltı geçitlerinde, yer üstü köprülerinde yükünü derdini taşıdığın
İnsan kalabalıkları ki, kimi evsiz barksız kimi mutsuz yalnız viran
Yorulmuş aşınmış hayal kırıklıklarında yılları yıllara devirleri devirlere
Götürüp getiren kaldırım taşlarından ve alt yazısız vicdan muhasebesinden
Senin izlerin dokunuşların var hakkın ve onurun durduğu yerde
Henüz hiç gidilmemişleri hem geceye hem gündüze gösteren
Sabah aydınlığı yolyordam çırası veya sinema feneri gibi
Güneşte günaydında senin hırçınlığın
Senin yürek burukluğun kalpten üzüntün
Senin içten ve candan gülümseyişlerin var dünde yarında
Cansız kefen beyazı duvar gibi suskun bir perdeyi
ışıııl ışıl
Kiçi kapıya saat kulesine dört mevsimlere ve yediverenlere
Çünkü sanat insan ve özgürlük
Kişiliğini kaynağını toplum hali dili ve toprağından mayalanır
Sen misali oplum içinden herkese kendi kadar yakın
Bizimle sevindin bizimle üzüldün bizimle ağrıyı duydun
Helali haramdan ayıran hasreti özledin
Yağma hazırcısı hayduta yavşağa yobaza hırsıza. hakettiği öfkeyle
Küçük faydalanma çıkarlar uğruna karakteri değişmez övüncün
İnsanlık makamına dair çabalayıp çırpınan kaygıya endişeye ve sevince
Herkesten yaşadığı kadar öyküsüne ortak olan insan kalbinle
Hatırandır mirası mülkü saymakla bitmeyen
Her damarda tarifsiz insan sıcaklığına kendinle sarılıp dokunarak
Katetttiğin ve kaydettiğin sanatına özgü insanlığına,
Sicili sonsuza uğurlayıp alkışlayan gözyaşlarımızla

Temmuz /22