Duvar yazılarım…,
memleketime, sana ve her zaman insanlığa benzeyecekse tadı, aydınlığımın
arabesk acılara değil, yürekte bitmeyecek sevdalara çıksın adı, eşkıyalığımın
sel üzerinde köprüler kurarken eğer, tanışacaksam ihanete ait ilk kurşun ile
o kurşun ciğerde onur gibi taşınmaya değer, nöbet yerinin tesliminden önce arkadan gelenlere…
* * *
Sevdanın ateşi eğer
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını
Devamını Oku
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını
GÖNLÜNE YÜREĞİNE SAĞLIK HOCAM,TEK KELİMEYLE MÜKEMMELDİ..........
sonra;
vazgeçiyoruz günbatımından, elimizle tutuyoruz güneşi, yanıyoruz yanmasına
ve bozulmasın dünyanın düzeni diye, uğurluyoruz güneşi gene kendi dünyasına,
gün batımlarında.
'felsefe dersleri şiirle verilse daha kalıcı olur' diyesim geldi.yüreğiniz dert görmesin sevgili dost.
yine ince ince ve vurarak dokunmuş dizeler ve sevgi yumağı ile sarılarak devleşmiş,kutlarım.saygılar.
Duvar yazılarım…,
memleketime, sana ve her zaman insanlığa benzeyecekse tadı, aydınlığımın
arabesk acılara değil, yürekte bitmeyecek sevdalara çıksın adı, eşkıyalığımın
sel üzerinde köprüler kurarken eğer, tanışacaksam ihanete ait ilk kurşun ile
o kurşun ciğerde onur gibi taşınmaya değer, nöbet yerinin tesliminden önce arkadan gelenlere…
--------- Harika dizelerdi...Yüreğinize sağlık...Saygıyla...Vuslat Sekmen
Duvarın önündekiler…
Ali’nin attığı top Ayşe’nin ellerinde, ikisi birden yan-yana, aynı duvarın önünde
arkadan gelen seslerden öğrenecekler, neler yaşayacaklarını, gelecek günlerde
belki bir şiir dizesinde en büyük aşk kim bilir ya da kavgalarda öncü birer nefer
ve toz bulutları içinde gözden yitinceye kadar, akla gelmeyecek daha neler-neler
onları da öğrenecek, daha arkadan gelenler.
Dost yine şairliğin gereğini şiir yazarak göstermişsin, yine güzel bir öykü ve bu öykünün çok güzel şiirleştirilmesi vardı dizelerinde haz alarak okudum kutluyor saygılar sunuyorum...
Çok güzel ve önemli mesajlar çok anlamlı mısralar arasına ustaca yerleştirilmiş,kaleminize sağlık
Mesut Özbek
Çok güzel ve önemli mesajlar çok anlamlı mısralar arasına ustaca yerleştirilmiş,kaleminize sağlık
Mesut Özbek
Şimdi tekil, sonra çoğul olmak, işte umut budur …
Duvarda yazılanlar değil, ardından gelen sesler, işte yaşam budur….
Cok ince bir cizgi, hayatin bizlere sunduklari, usta bir kalemden yine ustalikla misralara dökülmüs...Tebrik ediyorum can-i yürekten... Tüm insanlara, esenlik dileklerimle...
Öyle emek var, öyle yürek var, öyle sevgi varkı şiirde, bende, sende, o da vardı.
Ben size yorum yazamıyorum hocam, kıskanıyorum, şiir yazana kadarda kıskanacağım. Kıskanç değilim ama güzel şiir yazanlarıda hem kutluyorum, hemde kıskanıyorum ne yapayım. Diğer arkadaşlar duymasın kıskandığımı:))))
Saygılar, size, şiirinize, yazdıran yüreğinize, SAYGILAR.
Duvar yazılarım…,
memleketime, sana ve her zaman insanlığa benzeyecekse tadı, aydınlığımın
arabesk acılara değil, yürekte bitmeyecek sevdalara çıksın adı, eşkıyalığımın
sel üzerinde köprüler kurarken eğer, tanışacaksam ihanete ait ilk kurşun ile
o kurşun ciğerde onur gibi taşınmaya değer, nöbet yerinin tesliminden önce arkadan gelenlere…
* * *
/yağmurdan mı geldin, yoksa denizden mi, saçların ıslak, hoş geldin…/
şimdi…,
yağmur günlerinde ve tam ortasındayım, boyumu aşan bereket tarlalarının
iyi ki sen varsın oluyor adı, karanlık yağmur gecelerinde kaçan uykularımın
bir sabahı bulduğumda, görmesem pencere buğusunda kırmızı dudak izini
bir daha duyamam korkusu sarar içimi, yıldızlardan gelen ışık seli gibi sesini.
sonra;
bu liman ki huzura terkedilmiş mavi olur, çığlıklar saklanır dalgalar arasına
dağılmasın martıların anlattığı masallar diye, kilitleri düğümleriz kapılarına,
fırtınalar koptuğunda.
.
/rehavet saati gelmeden, bir sigara yakayım mı ateşinden, ne dersin…/
şimdi…,
küllükteki külleri karıştırıyorum, izmariti ile tadı damağımdaki son sigaramın
sevabını kendime yazıyorum, ihanet etmeyip müstehcenliğine yaşadıklarımın
yan gözümdesin sevdiğim, ne kadar yorgun yerleşse de vazolarına çiçekler
görüyorum dinmişliğini hasretlerin, öylesine canlı açıyor çiçeklerdeki renkler.
sonra;
vazgeçiyoruz günbatımından, elimizle tutuyoruz güneşi, yanıyoruz yanmasına
ve bozulmasın dünyanın düzeni diye, uğurluyoruz güneşi gene kendi dünyasına,
gün batımlarında.
* * *
Duvarın önündekiler…
Ali’nin attığı top Ayşe’nin ellerinde, ikisi birden yan-yana, aynı duvarın önünde
arkadan gelen seslerden öğrenecekler, neler yaşayacaklarını, gelecek günlerde
belki bir şiir dizesinde en büyük aşk kim bilir ya da kavgalarda öncü birer nefer
ve toz bulutları içinde gözden yitinceye kadar, akla gelmeyecek daha neler-neler
onları da öğrenecek, daha arkadan gelenler...
Mükemmel..her şiiriniz gibi..sözün bittiği yer!!!yüreğinize sağlık..saygımla...
Bu şiir ile ilgili 106 tane yorum bulunmakta