/hayalet olur düşer ay ışığının beyazı,
arka odanın bahçesine, kaktüsler üzerine/
de ki; dağları dökülüp çöl olmuş, kalmamış sığınacak gölge
bir damla su bile bulamamış, dün yıkandığı o derelerde.
ama ceylanın korkusu ne ondandır ne de ondan canımın içi
kurşunu namluya sürülmüş mavzer korkusudur yüreğindeki.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
ŞİİR: Arka odanın gece manzaraları - Cevat Çeştepe
12.05.2014 09:15:00
Çocukken bir kere yanıltmıştı ya ay ışığı, sonraları fazlaca sevdiğimi söyleyemem ama her şekilde ihtiyaç da olurdu elbet ay ışığına. Elektrikle taaa 1980’li yıllardan sonra tanışan bir köy düşünün örneğin…
Yaz günü neyse de kışın veya bahara yakın ay ışığı fazlaca parlak olursa ayaz ve don olacağına inanılır-gerçekten de ertesi sabah kalkıp baktığımızda, toprağın kabar-kabar
pamuk gibi olduğunu görürdük…Puslu ya da daha mat olduğunda, kurt ya da çakalların Bir ağıla saldıracağı kehanetini dinlerdik ve o da gerçek olurdu.
Bazen ağıldaki hayvanlar, bazen de saldırma cüretini gösterenler yenilirdi bu hep böyleydi.
Şiirin başlığına dönecek olursak, sonraları yani köyden ayrılıp da çok katlı evlerde yaşamaya başlayınca bir iki
yıl öncesine kadar ay ışığını görmedim elbet, yokluğunu hissettiğimi de Söyleyemem ama güzelmiş gene de...
Bir de denizden çıkmış gibi bembeyaz olunca…
Yada bir dağ başında, eğer ateş yakmamışsanız, her yeri pırıl pırıl aydınlatan o kocaman fenere şiir yazılmaz mı?
İster pastoral, ister lirik ya da didaktik…
Mizah ya da Hiciv….
Gören göz-düşünen, beyin ve hisseden yürek, Sayın Cevat ÇEŞTEPE ise bir de...
Ne diyebilirim ki….
Muhteşem bir paylaşımdı….
Kutluyor, saygılar sunuyorum….
Şiirin sonuna bir umut düğümü atmanızı seviyorum.
'...sonsuz denizin ortasında bir ıssız ada, adada yalnız ikiniz.
...kanat sesinden derin, ceylan gülüşü gibi sessiz…,
seninle tam içinde güneşin.'
Adada yalnız ikiniz' demekle şair kendini hayalin içinden çekip hayali resmeden üçüncü şahsa dönüşüyor gibi.
kurşunu namluya sürülmüş mavzer korkusudur yüreğindeki.
...kendimden bilirim, yüreğimde bir ceylan yüreği…,
korkudan ayaz olur, titrerim. / en narin, en ürkek, en savunmasız yürekten yakalamışsınız değerli şairim. ***10*** (+)
atilla ilhan silüetinde büyüleyici şiirlerin şairine selam olsun..analar sizin gibileri yüzyılda bir doğurur...allah nazarlardan sakınsın sizi yüreğiniz hiç susumasın saygılarımla...
Korku ve umudun size özgü bir anlatım ve başarılı imgelerle anlatıldığı çok güzel bir şiir.Kutluyorum,saygı ile.
Korku ve umudun size özgü bir anlatım ve başarılı imgelerle anlatıldığı çok güzel bir şiir.Kutluyorum,saygı ile.
Ceylanları avlaya avlaya alıştık ceylan gibi insanları sa avlamaya... Her avcılık intiharmış nihayet anladım... Bir bunu öğrenmeye yetti hayatım... Ondan da tam emin değilim ki dünyaya niye geldim, ne kadar insanlığa katkım?
Kainatın tüm gaddar, çirkin, karmaşık sorunlarının altına sadece elini değil, bütün vücudunu, hatta tüm duygularını, hayallerini koyarsa bir Şair, işte böyle arka bahçede var olan ürkütücü kaktüs gerçeğinden, karanlığından, bir mavi deniz, bir güneşli ada gibi bir umut çıkarmakla yükümlü sayar kendini ve de çıkarır; hele bu şair Cevat Çeştepe olursa okuyucuya da bir muhteşem şiirsel ziyafet çekerek! Yüreğinize sağlık, kaleminize kuvvet, ömrünüze bereket, değerli üstadım. Acizane, 10 puan ve antolojim.
kaleminize sağlık..
İki pencere açıldı gözlerimin önüne... Bir taraf vatan diyor çöl oluyor!
Diğeri aşk diyor susuz kalmış virane ...
Saygılar kaleme yüreğe...
Bu şiir ile ilgili 82 tane yorum bulunmakta