Akşamın mor gölgesi inerken sessizce,
ağaç dalları kuşları ipek bir uykuya bırakır.
Şehirde ince bir ağıt yükselir ağır ağır;
gök, kendi kalbini dinleyen bir yasla dolar.
Aşkın büyüsünde çarpınan bir yürek
kuytularda saklı acılarıyla konuşur.
Sokak kedileri çöplerin tahtında nöbet tutar;
sevdalar, kalplerden çekilir bir fısıltının buğusuyla.
Bu gece romantizm izin defterine adını yazmış;
ben ise iç çekişle yakarış arasında bir araftayım.
Bazen yanında dururum, bazen karşı kıyında;
yalnızlıkla biz, kaderin iki eski dostuyuz.
Birbirimize sabrın tortusundan öğütler fısıldarız;
laciverdin en derin kıvrımlarında
sessiz ruhlar dolaşır ağır adımlarla,
mum ışığı titrer, kaybolan bir aşkın izini sürerek.
Karamsarlık geceyi tek lokmada yutar;
filozoflar evreni karanlığın kalbinde tartar.
Geçmiş, peşime takılan bir hayalettir;
ben kaçtıkça ayaklarımın altında izlerini bırakır.
Adaletin gölgesinde suçun silueti uzar;
özgürlük, aslanın dişlerinde saklanan bir ışıktır.
Gökyüzü günahın tonunda kararmış;
her iyilik bir yıldız olup geceyi delmeye çalışır.
Her şükür bir arınma damlasıdır;
her affeden yürek
Tanrı’nın sessiz bir aynası gibi parlar.
Karanlığın içinde görünmez kapılar hafifçe aralanır.
Ve o kapı aralığından sızan ilk ışık
gecenin kalbine yeni bir şafak bırakır;
o şafakta,
yalnızca arınmış ruhlar uyanır.
Kayıt Tarihi : 6.12.2025 23:39:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!