Ariflerde yedi ilahi tenezzül mertebesi

Yusuf Tuna
16759

ŞİİR


122

TAKİPÇİ

Ariflerde yedi ilahi tenezzül mertebesi

Bir irfan ehli, kendi hakikatine arif olsa çekip gitmez,
Bir itikada uyup ta diğerlerine uymamazlık etmez.

Yani Arif-i Billah,itikadında heyula gibi olup,bağlı olduğu mürşitten emir alır,
Her ne suret olursa olsun kabul edip, cümlesine hem mahal hem mekan olur.

Bu hal sonucu kendinde bir başkalaşma ve bir değişme vaki ve vasıl olmaz.
Ve hangi surete bürünürse bürünsün,yine zatında kendi aslı üzerine almaz.

Arif-i billah her türlü itikadı kabul edip, herhangi bir itikadla dünyada Abittir,
Mukayyed olmayan ilahi bilgideki yeri üzere olan itikadında daim ve sabittir.

Bununla beraber,cümle itikatları da özünde câmi ve havi olur,
Cümlesinin aslına vakıf olarak, bütün itikadları kapsamına alır.

Özünü bildiği şey,dıştan hangi surete bürünse aslına rücu edip gidici olur,
Gaflet etmeyip bir suret ile kayıtlanmayıp, her yüzde müşahede edici olur.

Arifin kendi hakikatına arif olması dünyada ne şekilde hasıl olur?
Mürşidin Arife verdiği himmetle kendisinin hakikatına vasıl olur.

“Arif-i Billah” olan bir Zata canı gönülden tabi olur,
Müritlik ise,Arifinn ahlakı ile ahlaklanmakla olur.

Kim nefsine arif olursa,ona müjde duyurulur,
Rabıta ile o Rabbine arif olur! ” buyurulur.

Aksi dahi böyledir,nefsine yenilirsen olmaz,
Yani,nefsini bilmeyen biri Rabbini de bilmez.

Bir kimse kendi cisminde,tasarrufu olan cüz’i ruhun varlığını idrak eder,
Birinci tura dahil olur,buna Nefs-i natıka denir konuşan nefsi cezbeder.

Vahdet, ehli katında; nefs, kalb, ruh, akl, sırr; göğüste ayna olur derler,
Hepsi tekdir, ancak sıfatı değiştikçe birer itibarî suret ve isim alır, derler.

Birinci turu idrak ettikten sonra ikinci tura doğru yönelen kişi ufuklara gider,
Yani zahirî alemin derinliklerine bakar,afakta olan nefs-i külliye nazar eder.

Ona, akıl, izafî olan külli ruh dahi derler,Halifetullahtır! ..
O cisim ve cisme mensup değildir,sevdiği Habibullahtır.

Semaların ve yerlerin içinde de, dışında da değildir rızayı Bariyi güder,
Bütün mevcudatı kuşatır, Hak ile onlarda tedbir,tesbih ve tasarruf eder.

Üçüncü tura yükseldiğinde insanın cüz’î rühunu gönül içine alırsın,
Külli ruhda fani ve yok görüp,külli izafi ruh ile kendini zinde bulursun.

Yani, ruhunun, ruhu külli; aklının, aklı külliye mensup olduğunu anlarsın,
Hakkal yakin müşahade edip gönül gözü ile görüp kulun kalbini dinlersin.

Bu turda insanların kendi ruhunu, rüh-u izafîde fani görüp sonsuza gidersin,
Ruh-u izafîyi dahi Hakkın Zatında mahvolmuş,yokolmuş müşahede edersin.

Evvelce belirtilen turların derecelerini birleştirip, öylece müşahede yaparsın,
Varlık O’dur dersin,bu makamın sahibine “İBN’ÜL VAKİT”deyip göz atarsın.

Altıncı turun halini idrak eden kimse dünyada her şeye“AYNA” olur! ..
Ve bu makamda salik, Kendinden gayri kimseyi göremez can bulur.

Yedinci turda salik, külli bir fena ile kendini kaybedip, halis tam yokluğa erer... Bundan sonra beka içinde beka hasıl olur, ne hal ve ne de makam ile sıfatlanır...

Bu makamda müşahede ve marifet tamamiyle kaybolur var olan imanıdır,
Bu halin tarifi ve izahı olmaz zira burası özde tam bir yokluk makamıdır! ..

Ölmeyince bulamadım yolu Hakk’a,
O’ndan oldum Hay ve yaşadım beka.
Kendimi kendim yitirdim, yine bulam kendimi,
Hep olursun, hiç edince kendi benliğim! ..

Yusuf Tuna
Kayıt Tarihi : 21.11.2015 20:18:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yusuf Tuna