Bazı rivayetlerde "Resulullah şöyle buyurdu: "Arefe günü oruç tutmak, geçmiş bir yılın ve gelecek bir yılın günahlarına kefâret olur." (Müslim, Siyam 196) şeklinde bir ifade yer alır. Bu rivayet, ilk bakışta Allah’ın rahmetini yüceltiyor gibi görünse de, Kur’an’ın temel ilkelerine aykırı bir kolaycılık vaat etmektedir. Zira Kur’an, ibadetlerin ruhunu ve amacını net bir şekilde ortaya koyar ve mekanik günah silme formülleri sunmaz. Oruç, Allah’a karşı sorumluluk ve takva bilinciyle yapılır bir günü oruçlu geçirmekle geçmiş ve gelecek yılın günahlarının otomatik olarak affedileceğine dair bir vaat Kur’an’da yoktur.
Kur’an’da oruç, bireyin içsel arınmasını, sabrını ve Allah’a karşı bilinçli sorumluluğunu artırması için emredilmiştir:
> “ Ey iman edenler! Siyam sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazıldı. Umulur ki takva sahibi olursunuz.” (Bakara Suresi 183)
> “Ramadan ayı ki insanlara hidayet rehberi, doğru yola ileten, doğruyu ve yanlışı birbirinden ayıran Kur'an onda indirilmiştir. Kim hasta idiyse yahut seferdeyse sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister sizin için güçlük istemez. Ve sayıyı tamamlamanızı ve size doğru yolu gösterdiğinden Allah'ı yüceltmenizi. Ve umulur ki şükredersiniz.” (Bakara Suresi 185)
Bu ayetler, orucun belirli bir zaman diliminde, Allah’a karşı bilinçli bir teslimiyetle tutulması gereken bir ibadet olduğunu vurgular. Kur’an, orucu veya başka ibadetleri “geçmiş ve gelecek yılın tüm günahlarını otomatik olarak affettiren” bir araç gibi sunmaz. Kur’an, Allah’ın rahmetinin geniş olduğunu bildirir ancak bu affın koşulsuz veya keyfi olmadığını da net bir şekilde öğretir:
> “Ey iman edenler! Allah'a içten tevbe ile tevbe edin. Umulur ki sizden kötülüklerinizi örter. Ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere sokar.” (Tahrim Suresi 8)
> “Şüphesiz iyilikler kötülükleri giderir.” (Hud Suresi 114)
> “Artık kim zerre ağırlığınca iyilik yapmışsa onu görür. Ve kim zerre ağırlığınca kötülük yapmışsa onu görür.” (Zilzal Suresi 7-8)
Bu ayetler, Allah’ın bağışlamasının samimi pişmanlık, ıslah ve sürekli iyilik yapma bilinciyle elde edileceğini ifade eder. Oysa “Arefe günü orucu” hadisi, bu bilinçli sorumluluk ve içsel dönüşüm sürecini devre dışı bırakmakta ibadeti mekanik bir kefaret sistemi gibi göstermektedir. Kur’an, şeytanın asıl amacının insanı sorumluluk bilincinden uzaklaştırmak ve Allah’ın rahmetini yanlış anlamaya sürüklemek olduğunu bildirir:
> “Onlara söz verir ve onlara umut verir. Ve şeytanın sözü ancak aldatmadır.” (Nisa Suresi 120)
Söz konusu hadis, “bir gün oruç tut, iki yılın günahları affedilsin” gibi bir kolaycılığı teşvik ederek:
- Günah işlemeyi hafife aldırır.
- Tövbe ve ıslah bilincini zayıflatır.
- İbadeti Allah’a saygı yerine otomatik günah silme aracı gibi sunar.
- Samimi kulluk yerine günübirlik ibadetlere bel bağlayan bir zihniyeti besler.
Bu da tam olarak şeytanın insanı gevşetmek ve Allah’ın yolundan saptırmak için kullanabileceği bir tuzaktır.
Kur’an, Allah’ın rahmetini sınırsızca över ancak bu rahmetin bilinçsizce günah işleme cesareti olarak yorumlanamayacağını net biçimde ortaya koyar. Allah’ın rahmeti geniştir, ama samimi çaba ve tövbe ile ilgilidir. Oruç gibi ibadetler, kişinin takva ve manevi gelişimi için yapılır. “Bir gün oruç, tüm günahları sildirir” gibi bir formül, Allah’ın adaletini ve insanın sorumluluğunu yok sayar. “Arefe günü orucu” hadisi Kur’an’a ve İslam’ın özüne aykırıdır. Allah’ın rahmetini yanlış yorumlayarak günah işlemeye cesaret veren bu tür rivayetler, şeytanın bir aldatmacasıdır. Mümin, Allah’ın rahmetini umut eder ama asla samimi tövbe ve ıslahı ihmal etmez. Çünkü Allah’ın affı, takva, pişmanlık ve ıslah ile gerçekleşir:
> “Şüphesiz iyilikler kötülükleri giderir.” (Hud Suresi 114)
“Ey iman edenler! Allah'a içten tevbe ile tevbe edin. Umulur ki sizden kötülüklerinizi örter.” (Tahrim Suresi 8)
Sonuç olarak, Allah’ın rahmeti sınırsızdır; ancak bu rahmet, samimi tövbe, iyilik ve içtenlikle yapılan ibadetle anlam bulur. Bir gün oruçla iki yılın günahını ‘sildirme’ gibi bir anlayış, Kur’an’ın adalet, sorumluluk ve bilinçli kulluk vurgusuyla çelişir.
Muhammed Rıdvan Kaya
Kayıt Tarihi : 12.6.2025 10:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!