Düştün ustanın eline.
Ruhun üfürdü teline.
Gel benimle konuş diye.
Benim canım dertli sazım.
Ben düştüm ana karnına.
Sen düştün kara toprağa.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiirde, bir sazın sesinin ve varlığının önemi vurgulanmaktadır. Şair, sazın ruhunu temsil eden tellerine dokunarak onunla konuşmayı, derdini paylaşmayı ve iç dünyasını ifade etmeyi anlatmaktadır.
Şair, sazın ustanın elinde olduğunu belirtirken, onun ruhunu ve varlığını yansıttığını ifade ediyor. Sazın tellerine üflenmesiyle sesin çıkması, şairin iç dünyasını dışa vurması anlamına gelir. Şair, sazı kendine bir dost, bir danışman olarak görür ve derdini sadece onunla paylaşır.
Şairin anlatımında doğum ve ölüm teması da yer alır. Şair, kendi doğumunu ana karnına düşmekle, sazın doğumunu ise kara toprağa düşmekle benzetir. Bu benzetmeyle birlikte, sazın varlığının ölüm sonrasında bile devam ettiği vurgulanır.
Şiirin son bölümünde ise şair, saza döktüğü derdini sadece ondan aldığı nasihatlarla hafiflettiğini ifade eder. Sazın ona gerçekleri gösterdiğini ve sahteliği ayırt etmesine yardımcı olduğunu belirtir.
Genel olarak, bu şiirde sazın önemi, onunla kurulan bağlantı ve derdin paylaşımı üzerinden anlatılmaktadır. Şair, sazı bir arkadaş, bir bilge olarak görmekte ve onunla iç dünyasını ifade etmektedir.
Mahmut Burak Aslantaş'ın yüreğine sağlık bizi böyle duygusal bir şiirle buluşturduğu için. Selamlarımı iletirim.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta