Zamanın beldesine oturmuş
Dinliyorum
Dışarıda bensiz akan bir dünya
Görmüyorum
Sesler birbirlerini boğarken
Herkesin teninde bir telaş
Yüzlerde kesik, sözlerde savaş
Aksi yansımamış gibi güneşin çehrelere
Buz kisvesi mağrurca elbiselerin
Canhıraş bedenleri yorgun
Sesleri kulaklarımda elçi
Sokak lambasına vurgun
Aynaların karşısına geçmiş
Bakıyorum
Sayfalar sayfalarcasına gebe
Okuyorum
Elimde masum bir karınca
Telaşı bâki bir o yana bir bu yana
Bir elde ufalanıp
Veyahut bir ayak altında ezilmekten
Geceye sığınmış bir gölge gibi
Saklar ufak bedenini geçmişe
Dua kokan bir anne misali
Hani yağmurlar hislidir sözlere
Hani bir rüzgarla kavuşur yapraklar
Hani denizi kavuşturur sahile dalgalar
Hani umut vardır, korkudan da gerçek
Gün ile doğup gün ile yitecek
Konuşuyorum ve kelimeler
Ya erecek vuslatına
Ya da sessizlik ordusuyla
Muzaffer gelip işgal edecek ruhumu
Uzanırken yıldızlara bedenim
Işıklara boyanıp süzülüyorum yeryüzüne
Işıklar rengârenk filizleniyor
Karanlığın toprağından kalbime
Ve perdeler kanatlarıyla harlıyor renkleri
Sokaklar paylaşırken yalnızlığın kaderini
Bir hülya işlenirken arşın arşın kederime
Nefesim konduruyor vicdanımı göğsüme
Gözlerim yakalıyor akreple yelkovanı
Ve pişmanlıklar birikiyor
Semaya açılan ellerime
Kayıt Tarihi : 3.8.2024 20:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!