Şiddetle çakan şimşekler sustu bak gör. Ne sandın, kış bir andı. Yine gitti içimde susturamadığım yağmurun sesini. Bir hayat daha, bir hikaye daha kayboldu yanan sayfaların arasında. Ağaç bir devrimin simgesiymiş meğer, nasılda direniyor arşa. Bir ben kaldım bu arafta, kim bilir belkide yeni bir tohumun gökyüzüne, güneşe, karanlığa şehadet ederim ki ben burdayım demesiyle yine tutunurum doğan ağacın dallarına. Dudaklarımın kuruduğuna, sustuğuna bakma, bir ahsenü'l takvim' im ben, yeryüzünün bedenle ruhu ve ağacın telafuzu. Zamanı gelince kan kusacak sözler, çengelle damağıma kilitlenen dilimin çözüldüğü vaktini seyreyle. Yaprakların dökülüşünü ve yeniden dirilişini, geceden sonra gelen sabah gibi.
Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Devamını Oku
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta