zaten bir daha da görmek nasip olmadı
rahmetliyi
hala yanarım
köyde kala da
taş taşısaydım
ömrü heba ettim
hala yanarım
..
Evvelki gün babamın verdiği peynirli pideleri almış eve dönerken,sürekli gözlemlediğim çöp toplayanların birini gördüm yine.
Hava yağışlı ve soğuk.Ben kısa mesafede olan evime hemen ulaşmak isterken o, öyle neşeli türkü söyleyerek, yüksek enerjisiyle kollarına doladığı çuval arabasıyla yol alıyordu ki, gaflete düşmeyip elimdeki pideden ona vermek için seslendim. Seslendimde sesimi duyuramadım.Kendi dünyasında kendiyle mutlu,türküsüyle mutlu, uçarcasına sürüyordu arabasını,sanki altındaki lüx araba.
Hızlanarak yetişip verdiğim pideyi gördüğünde gözlerindeki ışıltısı, sevinci,onun ne kadar aç olduğunun göstergesiydi.Mutluluğuna mutluluk katmıştı ki kayda değerdi.
Lüx araba dedimde siz hiç lüx araba kullanan birini neş'e içinde türkü söylerken gördünüz mü?
Evde çeşit çeşit dizdiğimiz yiyecekleri bırakın yemeği, görünce gözümüzün güldüğünü anımsıyor muyuz?
Kim ne ile mutlu?
..
Bir çocuk ezilmişti
Bir özel arabanın altında.
Araba lükstü, görkemliydi, çocuk yoksuldu, çobandı,
Araba Almanya ‘lardan geliyordu,
Çocuk köyünden başka yer görmemişti,
Arabanın jantları, lastikleri ışıldıyordu güneşte
Ve güneş çocuğun çıplak ayaklarını yakıyordu,
..
Nedense içim dışımı zorlar?
Yoksa bilmediğim bir şey mi var?
Ne zaman yakalansam mikroba
Ne zaman düşsem bir seraba:
-“Hop! .. Hoop! .. Trrinkk! .. Araba! ...”
“Merhaba”, doğan gün, açan çiçek!
..
Hayat o kadar acı ki arkadaş
Herkesin derdi başka
Kimi diskolarda barlarda
Kimi ovalarda tarlalarda
Kimi lüks ev araba peşinde
Kimi de geçim derdinde
İşin kötüsü sevgide şevkatte bitmekte
..
Açıyorum televizyonu
Ozon tabakası
Susurluk davası
Tusunami uyarısı
Radyasyon dalgası
Kanser belası
Siyaset tartışması
..
XII-
Tahta Atlar
Yalınayak…bütün gün,
Toprağın tozunu adımlayıp
Sıcak asfalta serip terli,çamurlu izlerimizi
Kuruturduk…
..
Kahrolası sarhoşluğun
Şaraba hasreti
İrkilip irkilip
Öpüyor tanrıları
Değişim başladı
Haşlanan kırıntılar
Doyurmayacak çocukları
..
Ağa azabına bir iyilik yapmış
Azabda bu işden çok hoşnut olmuş
Azab bu ya.
Hemen ağasının yaptığı bu iyiliğin
Altından kalkmak istemiş
..
baba bizim bahçede bir eşek var
üzerinde ne semer ne de eğer var
sol ayağı şişmiş yarı yerden kaldırmış
gözlerden yaşlar akar toynağı şişmiş
bak oğlum bu eşek bizim eve misafir
hem karnı aç hem de yorgun sersefil
..
Elazığın Gazi caddesinde oturan bir bayan evine marangoz ustası çağırır ve evin eski gardrobunun arabalar geçtikte sarsıntıdan cızırdadığını bu yüzden rahatsız olduğunu gardrobu tamir etmesini ister.
Usta gardrobun içine girer ve arabaların geçmesini bekler böylece gardrobun neresinin cızırdadığını tesbit edip onarmak ister.Tam da bu esnada hasbel kader kadının kocası çıkıp gelmesinmi.tabii ilk işi gardrobu açıp üzerini değiştirmektir adamın.Gardrobu açınca elinde keserle oturan adamı görünce kadının kocası basar yaygarayı.kim bu adam ne işi var burada çabuk söyle ne işin var benim gardrobunda diye bas bas bağırır.Bu bir namus şeref haysiyet ölüm kalım meselesidir.Zavallı marangoz bunu bildiği için durumu kurtarmak ortamı yatıştırmak için yüzündeki tüm masum ifadeyle şöyle yalvarır.Gakko şimdi ben diyecem araba beklim sen bahan inanmayacaksın.
Ev sahibi kadının da anlatmasıyla durumu anlar ve başlar bu komik duruma kahkahalarla gülmeye.şöyle der hadi ustam sen araba beklemeye devam et benim karnım çok acıktı hanım yemek hazırla bana.Bu olay birebir yaşanmış gerçek bir hikayeden alınmıştır...
Nihat Gülle
Şair ve yazar
..
Bazen hayata sesleniriz isteklerimize
Önce bir yuvadır,
Panjuru pembe, çiceklı bahçe
Bahçede meyveleri, avuçlarımızın değdiği yerde meyvelere,
Sonra devam eder fütursuzca istekler.
Koltuğunu alırız salona.
Perdesi bile renginle uyumludur.
..
Paçalarım kısa naylondan ayakkabım
Çeşmeden su içerken de yıkardım
Sanki taş icat olmamış toprak çimen karışık
Sokağımda kedi taşlardım
Siyah beyazdı kareler ama güzeldi
Marangoz parçaları talaşlıydı ben telaşlı
..
Ne masalı anlatayım sana,
ben öyle sonu mutlu biten masallar bilmem oğul,
benim masallarımın sonu
hep kötü biter
Benim masallarımda,
Cinler,Devler,Periler yoktur ya
Yalancılar,dolandırıcılar,vurguncular vardır
..
Çocukluğumu istiyorum.
Beş kuruşa dört akide şekerini,
Mahalle aralarında,
Sürdüğüm araba tekerini,
Evimizin önündeki
Dut ağacını,
..
yavaş ol şehiri köy bucak kaza
çarpma hiç tavuğu ördeği kaza
trafik kuralı mutlak uymalı
o vakit en aza inecek kaza
gaza bas pek hızlı gider araba
duramaz önün de yoksa bariyer
..
soyarsam asla etme ret
meret şekerli portakal
git ordan el işaret et
beş arkadaşla ortak al
aorta kaldırıp taşı
vurup olan kanı akıt
..
Adı ile seslen siyah araba..ısırıp döndürür seni haraba
araba çalıştır yahut itele.. geçmez kolay şarap içen it ele
açsın yolu çoban aç telefonu.. kazada aşmasın hiç telef onu
onu uyardın git şimdi otele.. insanın bam teli var basma o tele
not elemana yaz erken kaldırsın.. aracı göndertip seni aldırsın
..
Adı ile seslen siyah araba..ısırıp döndürür seni haraba
araba çalıştır yahut itele.. geçmez kolay şarap içen it ele
açsın yolu çoban aç telefonu.. kazada aşmasın hiç telef onu
onu uyardın git şimdi otele.. insanın bam teli var basma o tele
not elemana yaz erken kaldırsın.. aracı göndertip seni aldırsın
..
Araba yolçusu oluruz günde
Onun otağına doluruz günde
Elvan yolçuları her gün var onun
Ele bil değişir o her gün donun
Dereden - tepeden su gibi akır
Here oz işine - gücüne bakır
Biri öğretmendir o biri çerçi
..