Adım atası kalmayan kırılmış bir izin
Kimseye dokunmadan ve değmeden yele yamaca
Bakışıp kalıyorsam gözyaşlarımın içinde tutularak
Ey gül..! ayakları terse giden makama ermelerdir çok görme
Çekiyor bütün ilgisizliğini mest makam, beldesinden çekiliyor sevinci nihavent
Tüm gizli öznelerin karşılıgı kimden ne sorarsan ara nağmeli
Cevap hep aynı ey gül...! menzil hep fasila...
Yaralar basılmış bu bağrım, bu şekilde beyhudelere tiryaki
Dibi görünmez karanlıkları geçipte viranına yıkılan aşk gibi
Çıkamam belki mumdaki aleve olurki, yetmez müddeti çıranın,
Her esnada Cuma ve Pazar bile geceden göçecekse köprü,
Çagıracaksa erkenden sesizlik, tüm takipsizliklerin mü- dahiliyi çok görme
Felfecir divaneden, üstelikte tarifsizinden sevmelerin delisi
senden iyi olmasin..
Ey gül,
kullan gitsin öyle yandığımın mührünü, sen..
Yabancimmisin sanki.? Belki vuslata eremem
Zaten seninkinden olacak sonum, tutuşacak biryerinden her bahar gibi bu bahar..
Bilmem..
kaçıncı dikeninde durduğunda an
Farketmeyecek bile ihtiyar tambur hangi sızısından ne söyledigini
Ne çaldığını duymayacak garip Islığım
Örtülecek kapı kendi üstüne, sürgülenecek pencere artık tanınmadığı sokaklara
Bir fısıltıya eğilip inecek gölgem ve ufku aştığında kekre tatlardan tuturuk;
Belki …
Bir hozan asma dibinde benzi atacak tüm renkleri kanaviçenin
Beni belleyecek belki, nufusuna meçhul,
Gazelleri eskimiş engirlerle
azda olsa... acı koruklar semtinde
Seyfi Karaca…Eylül / 09
Seyfi KaracaKayıt Tarihi : 23.10.2009 11:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!